Onun adı gündeme geldikçe, “Şerife Bacı kimdir? Hangi yörede mücadele etmiştir?” soruları yeniden merak edilmektedir. İnebolu’da Milli Mücadele’ye katılan tüm kadınların sembolü olarak anılan Şerife Bacı, hem cesareti hem de vatan sevgisiyle Kurtuluş Savaşı’nın unutulmaz isimleri arasına girmiştir.
ŞERİFE BACI KİMDİR?
Şerife Bacı, 1900 yılında Kastamonu’nun Seydiler ilçesinde dünyaya gelmiş, henüz genç yaşta Milli Mücadele yıllarında gönüllü olarak cephane taşıyan kadınlar arasına katılmıştır. İnebolu Limanı’na deniz yoluyla gelen mühimmatın Ankara’ya ulaştırılması için görev alan halk güçleri içinde yer alan Şerife Bacı, bu zorlu görevi yaparken 1921 yılında dondurucu soğukta şehit olmuştur.
ŞERİFE BACI KURTULUŞ SAVAŞI
Kurtuluş Savaşı’nda özellikle yaşlıların, gençlerin ve kadınların cephane taşımak için gösterdiği çaba, Şerife Bacı’nın bu mücadeleye katılma isteğini daha da artırmıştır. O dönemde İnebolu–Kastamonu–Ankara hattı, direnişin en kritik lojistik merkezlerinden biriydi ve Şerife Bacı’nın fedakârlığı bu hattın güvenliğini sağlayan önemli örneklerden biri kabul edilir.
ŞERİFE BACI HANGİ YÖREDE KİMLERLE SAVAŞMIŞTIR?
Şerife Bacı, Kastamonu ve İnebolu bölgesinde, işgal güçlerine karşı sürdürülen Milli Mücadele kapsamında görev almıştır. Doğrudan bir cephe savaşına katılmamış olsa da, cephanelerin Ankara’ya taşınması için İnebolu’dan başlayan hattı koruyan siviller, milis kuvvetler ve gönüllü kadınlarla birlikte mücadele etmiştir.

Özellikle İnebolu halkı, “İstiklal Yolu” olarak bilinen bu hatta cephane taşıyarak Batı Cephesi’nin silah ihtiyacını karşılamış; Şerife Bacı da bu zincirin en önemli halkalarından biri olmuştur. Mücadelesi, düşmanla silahlı çatışmadan çok, cephaneyi korumak için doğayla, soğukla ve imkânsızlıklarla savaş şeklinde gerçekleşmiştir.
ŞERİFE BACI’NIN HAYATI
Milli Mücadele’nin kritik dönemlerinde Ankara’ya cephane eksikliği olduğu haberini alan Şerife Bacı, gönüllü olarak göreve talip olmuştur. Genç yaşına rağmen büyük bir sorumluluk üstlenen Şerife Bacı, kucağındaki bebeğiyle birlikte kağnısına yüklediği cephaneyi Ankara’ya ulaştırmak için yola çıkmıştır.
O dönem Kastamonu ve çevresinde kadınlar, erkeklerle birlikte omuz omuza çalışıyor, kağnılarla ağır yükler taşıyor ve cephanenin zarar görmemesi için büyük bir çaba gösteriyordu. Şerife Bacı da bu çabayı en ağır koşullar altında üstlenmiştir.
ŞERİFE BACI'NIN HİKAYESİ NEDİR?
1921 yılının çetin kış günlerinde yorgun düşen Şerife Bacı, kısa bir süre dinlenmek için durduğunda soğuk hava gittikçe etkisini artırdı. En büyük kaygısı ise kucağındaki bebeği ile kağnıdaki cephanenin zarar görmemesi idi. Direnci tükenmeye başladığında, kazağını çıkararak cephanenin üzerini örtmüş, bebeğini de soğuktan korumak için sımsıkı sarmalamıştır.

Sabaha kadar devam eden tipide donarak şehit olan Şerife Bacı, vücuduyla bebeğini ve cephaneyi korumuş; bu fedakârlığı, Türk kadınının Kurtuluş Savaşı’ndaki rolünü en güçlü şekilde temsil eden hikâyelerden biri olarak tarihe geçmiştir.
ŞERİFE BACI ANISINA YAPILAN ESERLER VE YAŞAYAN MİRAS
Şerife Bacı’nın kahramanlığı, özellikle Kastamonu ve çevresinde çok sayıda kuruma adının verilmesiyle yaşatılmaktadır. Bunlardan bazıları:
-
Kastamonu Şerife Bacı Devlet Hastanesi
-
Şehit Şerife Bacı İlköğretim Okulu
-
Şerife Bacı Öğretmenevi
-
Ankara Şerife Bacı Kız Öğrenci Yurdu
-
İnebolu’daki Şerife Bacı Anıtı
İnebolu sahilindeki anıt, 2001 yılında orgeneral Aytaç Yalman tarafından yaptırılmış olup, Şerife Bacı’nın kahramanlığının gelecek nesillere aktarılması için önemli bir simge hâline gelmiştir.
ŞERİFE BACI NEDEN ÖNEMLİDİR?
Şerife Bacı, bir cephede silah tutmamış olsa da, Kurtuluş Savaşı’nın en kritik lojistik hattı olan İstiklal Yolu’na hayatını adayan sembolik bir figürdür. Onun fedakârlığı: Milli Mücadele’de kadınların rolünü, cephane taşımadaki zorluğu, soğukla ve imkânsızlıklarla verilen mücadeleyi en açık şekilde göstermektedir.




