15-16 Haziran Olayları, 15-16 Haziran 1970 tarihlerinde Türkiye'de İstanbul merkezli olarak başlayan ve yayılan, Türkiye tarihindeki en büyük işçi eylemlerinden biriydi. Türkiye işçi sınıfı tarihine damgasını vuran 15-16 Haziran 1970 direnişinin üzerinden tam 55 yıl geçti.  Araştırmacı-Yazar Özgür Hüseyin Akış ankaranethaber.com'a o yaşanan olayların yıldönümünde o günleri değerlendirdi.

İmamoğlu cezaevinden Bayburt halkına seslendi: "Koltuk korkusuyla ceza yağdırıyorlar" İmamoğlu cezaevinden Bayburt halkına seslendi: "Koltuk korkusuyla ceza yağdırıyorlar"

 AMAÇ DİSK'İ ZAYIFLATMAKTI

O tarihlerde DİSK’in gücünü kırmak için yasa teklifi hazırlanmıştı , DİSK’in kuruluşundan sonra grev sayılarında gözle görülür bir artış yaşandığını belirten Akış şunları söyledi :  1967 ile 1970 yılları arasında yaklaşık 55 bin işçinin greve çıktı. Bu durum hem sermaye sınıfı tarafında hem de Türk-İş içerisinde büyük bir rahatsızlık yaratırken Türk-İş DİSK’in gücünü kırmak için hazırladıkları yasa teklifini meclise sunuyor. Toplu sözleşme yapabilmek için iş yerinde yüzde 51 şartı yerine sektörde yüzde 51 çoğunluğun sağlanması durumunda toplu sözleşme hakkı getiren bu yasa teklifi DİSK’in canına ot tıkamak olarak adlandırılıyordu. Meclisten geçen bu yasaya CHP, Adalet Partisi destek verdi, TİP ise bu yasaya karşı çıkıp Anayasa mahkemesine iptali için başvuru da bulundu. 15-16 Haziran 1970, Türkiye işçi sınıfı tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu tarihlerde gerçekleşen işçi direnişi, özellikle İstanbul ve İzmit’te yoğunlaşmış, binlerce işçinin sendikal haklarını savunmak amacıyla sokağa çıktığı büyük bir işçi hareket olarak kayda geçmiştir.

ADALET PARTİSİ İKTİDARI DİSK'İ YOK ETMEK İSTEDİ

1970’te Adalet Partisi iktidarının , işçilerin büyük çoğunluğunun üye olduğu DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu)’in etkinliğini azaltmak ve işçileri Türk-İş’e yönlendirmek amacıyla 274 ve 275 sayılı sendika yasalarında değişiklik yapmak istediğini ifade eden Akış, “Yeni yasa tasarısı, toplu sözleşme yapılabilmesi için işyeri ölçeğinde %51 olan temsil zorunluluğunu, sektör ölçeğinde %51 yaparak, DİSK’i toplu sözleşme yapamaz hale getirmeyi ve yok etmeyi amaçlıyordu. DİSK yasa teklifinin hazırlanma ve meclise sunulma süreçlerin de birçok kez merkezi kurullarını toplayarak sürece dair izleyeceği eylem politikalarını tartışırken işçilerden de bu yasaya büyük bir tepki vardı. Bu tepki sadece DİSK’e üye işçiler arasında değil Türk-İş’e bağlı sendikalara üye işçilerinde tepkisini çekmişti” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Onur Dedeoğlu