Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, 15 Mayıs 1961’de Otomotiv Endüstrisi Kongresi'ni açarken yaptığı konuşmada, Türkiye’nin kendi ulaşım araçlarını üretmesi gerektiğini güçlü bir şekilde vurguladı. “Bazı insanlar Türkiye'de otomobil üretmenin imkânsız olduğunu söylüyor. Bu düşünce kara zihinlerin ürünüdür,” diyerek mühendisleri cesaretlendirdi. Konuşmanın ardından Gürsel, Türkiye'nin kendi otomobilini üretmesi için doğrudan talimat verdi.

129 GÜNLÜK MÜCADELE: DEVRİM’İN DOĞUŞU

Cumhurbaşkanının direktifiyle, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) bünyesindeki Eskişehir Demiryolu Fabrikası'nda (bugünkü TÜLOMSAŞ) olağanüstü bir çalışma başladı. Ülkenin dört bir yanından gelen 24 genç mühendis, gece gündüz çalışarak sadece 129 günde dört prototip otomobil üretti. İki siyah, iki krem renkteki araçlara Devrim ismi verildi.

ANKARA’DA TARİHİ TANITIM: “DEVRİM 100 METRE GİTTİ VE DURDU”

29 Ekim sabahı Ankara’ya trenle getirilen Devrim otomobilleri, Cumhuriyet Bayramı törenlerinde sergilenecekti. Ancak güvenlik nedeniyle tren yolculuğunda sadece az miktarda benzin konulmuştu. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, törende siyah renkteki Devrim’e bindi. Ancak araç birkaç yüz metre gittikten sonra benzin bitince durdu. Bunun üzerine Gürsel diğer araca geçti ve Anıtkabir’e o araçla gitti.

Venizelos’un Ankara’daki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katıldığı görüntüler sosyal medyada tepki çekti
Venizelos’un Ankara’daki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katıldığı görüntüler sosyal medyada tepki çekti
İçeriği Görüntüle

Devrim

Basın, bu anı dramatize ederek “Devrim 100 metre gitti, durdu” manşetleriyle haberi servis etti. Oysa diğer üç araç törenleri sorunsuz tamamlamıştı.

NEDEN SERİ ÜRETİME GEÇMEDİ?

Devrim projesi teknik açıdan başarıyla sonuçlanmasına rağmen, seri üretime geçilemedi.

Bunun başlıca nedenleri arasında:

1961 yılında Türkiye’de otomobil kullanımının yaygın olmaması,
Yedek parça ve servis ağının eksikliği,
Projenin uzun vadeli planlama ve siyasi destekten yoksun oluşu yer aldı.
Ayrıca projenin prototip aşamasında kalması ve üretim sürecinin yeterince belgelenmemesi, ilerleyen dönemlerde teknik yeniden üretimi zorlaştırdı.

TÜRK MÜHENDİSLİĞİNİN ALTIN KADROSU

Devrim’in arkasındaki ekip, Türkiye’nin en yetenekli mühendis ve teknisyenlerinden oluşuyordu. Yönetim kadrosunda Yüksek Mühendis Emin Bozoğlu, Orhan Alp ve Hakkı Tomsu gibi isimler yer alırken, tasarım ve teknik bölümlerde Nurettin Erguvanlı, Celal Taner, Gültekin Sabuncuoğlu ve Mehmet Nöker gibi mühendisler çalıştı. Otomobilin tasarımından fren sistemlerine, elektrik donanımından motoruna kadar tüm detaylar bu ekip tarafından geliştirildi.

DEVRİM’İN MİRASI

Her ne kadar seri üretime geçemese de Devrim, Türk mühendisliğinin yapabileceklerini ispatlayan bir simge haline geldi. Onun izinden gidilerek, 1966 yılında Ford ve Koç Holding iş birliğiyle Anadol markası seri üretime geçti. Devrim ise bugün hâlâ, ulusal hafızada yerli üretim iradesinin bir sembolü olarak yaşamaya devam ediyor.

Devrim, başarısızlıktan ziyade Türk sanayisinin kendi ayakları üzerinde durabileceğini ispatlayan bir denemeydi. Üretildiği dönemin koşulları içinde, sadece birkaç ayda sıfırdan bir otomobil üretmek; bir milletin teknolojik ve zihinsel potansiyelini ortaya koymak açısından büyük bir başarıydı. 29 Ekim’in simgesi sadece Cumhuriyet değil, aynı zamanda bu topraklarda mühendislik azminin de doğum günüdür.

Kaynak: Hacer Koca