Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yapılan açıklamada, söz konusu iddiaların Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarına dayandırıldığı bildirildi. Ancak DMM, ilgili başsavcılık kaynaklarından alınan resmi bilgilere göre Türkiye'de görev yapan hiçbir akademisyenin soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem görmediğini açıkladı.
Aynı şekilde, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda görev yapan öğretmenlerin de dosyada şüpheli olarak yer almadığı belirtildi. Sadece bir sürücü kursu eğitmeni ile bir beden eğitimi hocasının adı geçmekte olup, bu kişilerin öğretmen statüsünde olmadığı vurgulandı.
İDDİALAR SAHTE DİPLOMA SORUŞTURMASINA DAYANIYOR
DMM'nin açıklamasına göre, yürütülen soruşturma kapsamında 57 sahte üniversite diploması, 4 sahte lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi tespit edildi. Ancak bu belgelerden yalnızca iki kişinin, bu sahte belgeleri meslek icrasında kullandığına dair herhangi bir bulguya rastlandığı bildirildi.
“400 akademisyenin usulsüz atandığı” iddiasının ise yalnızca soruşturma dosyasındaki şüphelilerden birinin soyut beyanına dayandığı, bu beyanın ötesinde somut bir delil, bilgi veya resmi tespit bulunmadığı ifade edildi.
İDDİALARIN KAYNAĞI BİR DIŞ İHBAR DEĞİL
Açıklamada dikkat çeken bir diğer nokta ise soruşturmanın kaynağı oldu. DMM, söz konusu adli sürecin herhangi bir dış ihbarla değil, bir üniversitenin iç denetim mekanizması sonucu ortaya çıkarıldığını belirtti. Üniversite yönetiminin yaptığı iç inceleme neticesinde durumun adli makamlara bildirildiği kaydedildi.
KAMUOYUNA RESMİ KANALLARI TAKİP ÇAĞRISI
DMM, kamuoyunun bu tarz manipülasyon amacı taşıyan içeriklere itibar etmemesi gerektiğini belirtti. Açıklamada, yalnızca resmi ve doğrulanmış kaynaklardan gelen bilgilere güvenilmesinin, kamu düzeni ve bilgi güvenliği açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekildi.
