Hem üreticiler hem de tüketiciler için yeni bir dönemin kapıları aralanırken, milyonlarca aracın hurda kapsamına girmesi olasılığı da gündemde.
ELV YASASI NEDİR? AMAÇ NEYİ HEDEFLİYOR?
“End-of-Life Vehicles” (ELV) yani “Ömrünü Tamamlamış Araçlar” düzenlemesi, Avrupa yollarındaki eski ve çevreye zararlı araçların kontrolsüz şekilde ortadan kaldırılmasını engellemeyi hedefliyor. Avrupa Komisyonu’nun sunduğu yasa taslağına göre, her yıl yaklaşık 6,6 milyon aracın yoldan çekildiği AB ülkelerinde, bu araçların yarısından fazlası takipsiz şekilde doğaya zarar veriyor. Yeni düzenlemeyle birlikte geri dönüşüm oranlarının artırılması ve kayıt dışı araç ihracatının önlenmesi planlanıyor.
YENİ ARAÇLARDA GERİ DÖNÜŞÜM ŞARTI GELİYOR
Düzenlemenin en dikkat çekici hükümlerinden biri, pazara sunulacak her yeni aracın “geri dönüştürülebilirlik sertifikasına” sahip olması zorunluluğu. Otomobil üreticileri artık araçlarının söküm planlarını, hangi parçaların tekrar kullanılabileceğini, hangi malzemelerin tehlike taşıdığını detaylı şekilde raporlamak zorunda kalacak. Kurşun, cıva, kadmiyum ve asbest gibi insan sağlığına zararlı materyallerin kullanımı ise sıkı şekilde sınırlandırılacak.
DİJİTAL ARAÇ PASAPORTU İLE TAM ŞEFFAFLIK GELİYOR
Yasanın 25. maddesiyle öngörülen “Dijital Araç Pasaportu” uygulaması, her aracın üretimden imhaya kadar tüm sürecini dijital olarak kayıt altına alacak. Avrupa genelinde merkezi bir veri tabanına bağlanacak bu sistem sayesinde araç geçmişi (malzeme bilgisi, servis geçmişi, mülkiyet değişiklikleri, kazalar ve bertaraf kayıtları) takip edilecek. Bu düzenleme, ikinci el piyasasında şeffaflığı artırırken, çevresel denetimlerin de güçlenmesini sağlayacak.
TÜRKİYE İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR
AB ile Gümrük Birliği içinde yer alan Türkiye, bu düzenlemeden dolaylı değil, doğrudan etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. 2025 itibarıyla Türkiye’nin otomotiv ihracatının yaklaşık %72’si Avrupa ülkelerine yönelik. Bu da şu anlama geliyor:
-
Türk otomotiv üreticileri geri dönüşüme uygunluk sertifikası almak zorunda kalacak,
-
Üretilen ya da AB’ye ihraç edilecek araçların dijital araç pasaportuna entegre edilmesi gerekecek,
-
Zararlı madde kullanımına dair şeffaflık şartları karşılanmalı,
-
Türkiye’deki mevcut hurda araç yasaları ve geri dönüşüm altyapısı yeniden düzenlenmeli.
ESKİ ARAÇLAR İÇİN YOLUN SONU OLABİLİR
Düzenleme yalnızca yeni üretilecek araçları değil, yollarda hâlen bulunan milyonlarca aracı da ilgilendiriyor. Özellikle ikinci el araç ihracatında yeni standartların getirilmesi, Türkiye’den AB’ye yapılan ikinci el araç gönderimini sınırlayabilir. Ayrıca:
-
Yüksek emisyonlu ve çevre uyumsuz eski model araçlar,
-
Dijital pasaport sistemine dahil edilemeyen eski teknolojili otomobiller,
-
Geri dönüşüm sertifikası olmayan ithal araçlar,
-
Parçalarında kurşun, cıva, asbest gibi zararlı maddeler bulunan araçlar
hurda kategorisine girme riskiyle karşı karşıya kalacak.
YEDEK PARÇA VE VERGİ POLİTİKALARINDA YENİ DÖNEM
Yeni çevresel düzenlemeler, yedek parça piyasasını da etkileyecek. Özellikle eski model araçların yedek parçalarında orijinallik ve sürdürülebilirlik şartlarının aranması, bazı araçları bakım açısından dezavantajlı hâle getirebilir. Bununla birlikte:
-
Yüksek emisyonlu araçlara vergi artırımı gündeme gelebilir,
-
Hurda araç teşvikleri yeniden başlatılabilir,
-
Araç muayene süreçlerinde çevre kriterleri belirleyici olabilir.
UYGULAMA 2026-2027 DÖNEMİNDE BAŞLAYACAK
Avrupa Parlamentosu, Konseyi ve Komisyonu arasında görüşmeleri süren düzenlemenin 2026 ile 2027 arasında yürürlüğe girmesi bekleniyor. İtalyan otomotiv haber kaynağı alvolante.it’nin aktardığına göre, uygulama kademeli olarak hayata geçirilecek. İlk aşamada dijital pasaport ve geri dönüşüm sertifikası zorunlulukları öne çıkacak.