“Oyun Atölyesi” tarafından sahneye taşınan oyun, usta yönetmen Muharrem Özcan rejisiyle ve Haluk Bilginer, Zuhal Olcay, Yiğit Özşener, Özlem Zeynep Dinsel, Gözde Kırgız ve Kıvanç Kılıç gibi usta isimlerin güçlü performanslarıyla sahneleniyor.
OYUNUN KONUSU: SAÇMA İLE GERÇEĞİN İÇ İÇE GEÇTİĞİ BİR EVREN
“Kel Diva”, ilk bakışta İngiliz burjuvazisinin tipik bir akşamını konu alıyor gibi görünse de, aslında bireylerin birbirlerine ve kendilerine yabancılaştığı bir iletişimsizlik dünyasını resmediyor. Oyunun açılışı, Bay ve Bayan Smith’in evinde geçiyor. Smithler, misafirleri Bay ve Bayan Martin’i ağırlamak üzereyken, birbirini tanımayan Martin çifti sahneye giriyor. Ellerinde telefonlarıyla, mekanikleşmiş hareketlerle birbirlerini hatırlamaya çalışıyorlar. Birbirlerinin eşi olduklarını ve çocukları olduğunu unutan çift, modern insanın hafıza kaybını ve yalnızlığını simgeliyor.
ABSÜRDÜN İÇİNDE BİR YANGIN: MİZAH VE ELEŞTİRİ EL ELE
Oyunda itfaiye şefi olmayan bir yangın için evde bulunuyor; hizmetçi Mary’nin taburesi üzerinde yer alıyor. Sahnede olay örgüsü yok, mantık dışı diyaloglar ve ses kakafonisi izleyiciyi sarsıyor. Dilin araç olmaktan çıkarıldığı, anlamın altüst edildiği bu dünyada karakterler “Miyav Korosu” ile birleşerek izleyiciye şu soruyu yöneltiyor: “Burada ne oluyor?”
YABANCILAŞMA, BOZULMA VE ÇÜRÜMÜŞLÜK
Smith ve Martin çiftleri, teknolojinin etkisiyle birbirlerinden kopmuş, mekanikleşmiş bireyler olarak sahnede yer alıyor. Gündelik yaşamın boş sözleriyle donatılmış diyaloglar, iletişimsizliğin bir tiyatrosunu sunuyor. Bu kişiler arasında gerçek bir etkileşim kalmamış; ilişkiler çıkar temelli ve tutkusuz. Oyun, üst sınıfı temsil eden Smith ve Martin’lerle, alt sınıfı temsil eden Mary ve itfaiye şefi arasında da dikkat çekici bir sosyolojik ayrım yaratıyor.
Hizmetçi Mary’nin okuduğu “Yandı Tutuştu” şiiri ise, alt sınıfın hâlâ içsel dürtülerine ve tutkularına yabancılaşmadığını açıkça gösteriyor.
OYUNCULUK VE SAHNELEME
Haluk Bilginer, yüz mimikleriyle ustalığını bir kez daha gösteriyor.
Zuhal Olcay, özellikle “Miyav Korosu” sahnesindeki performansıyla dikkat çekiyor.
Yiğit Özşener ve Özlem Zeynep Dinsel, bedensel ve mekanik oyunculuklarıyla sahnenin ritmini belirliyor.
Gözde Kırgız ve Kıvanç Kılıç, oyunun görünmeyen ama temel taşı niteliğindeki karakterlerine hayat veriyor.
Dekor tasarımı ise oyunun tematik alt yapısına güçlü bir şekilde hizmet ediyor. Çatısı kolon olmayan, yerde avize bulunan sahne düzeni, hem fiziksel hem de zihinsel bir çöküşün simgesi niteliğinde.
NEDEN İZLENMELİ?
“Kel Diva”, sadece bir tiyatro oyunu değil, günümüz insanının bireysel ve toplumsal yabancılaşmasına tutulan bir aynadır. İletişimsizlik, teknolojiyle gelen yalnızlık, ilişkilerdeki yapaylık ve bireysel bozulmaların ironik bir şekilde sahnelendiği bu eser, izleyiciyi güldürürken düşündürüyor.