İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan yeni dilekçede Şahan’ın da ölçülülük ve orantılılık ilkeleriyle bağdaşmayan bir şekilde tutuklu bulunduğu savunularak, Ahmet Özer hakkında verilen tahliye kararının emsal oluşturduğu vurgulandı.
ŞAHAN'IN AVUKATLARINDAN DETAYLI BAŞVURU
23 Mart 2025’te tutuklanan Resul Emrah Şahan için, avukatları Hüseyin Ersöz ve Enes Ermaner tarafından 18 Temmuz 2025 tarihinde yapılan başvuruda, tutukluluğun süresinin orantısız olduğu ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu belirtildi. Dilekçede, Şahan’ın da tıpkı Özer gibi yalnızca siyasi bir ittifak modeli olan “Kent Uzlaşısı” üzerinden suçlandığı ifade edilerek, bu tutukluluğun siyasi gerekçelerle sürdürüldüğü iddia edildi.
KENT UZLAŞISI VE TÜRKİYE İTTİFAKI TARTIŞMASI
Resul Emrah Şahan’ın tutuklanmasına gerekçe gösterilen “Kent Uzlaşısı” uygulaması, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2024 yerel seçimlerinde benimsediği ve farklı siyasi görüşlerden isimleri belediye meclislerinde temsil ettirmeyi hedefleyen “Türkiye İttifakı” yaklaşımına dayanıyor. Dilekçede, bu siyasi stratejinin kriminalize edilmek istendiği, oysa CHP’nin bu modeli halkın onayıyla, demokratik yollarla uyguladığı ifade edildi.
Dilekçede ayrıca, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 20 Mart 2025 tarihinde Şişli Belediyesi önünde yaptığı konuşmaya da yer verildi. Özel, “CHP listelerinden seçime giren farklı partilere mensup adaylar, parti merkezi tarafından onaylanmıştır” diyerek bu uygulamanın yasal ve meşru olduğunu savunmuştu.
"SUÇ İSNADI SİYASİ GEREKÇELERLE BAĞDAŞMIYOR"
Başvuruda, CHP’nin terör örgütüyle ittifak yaptığı yönündeki suçlamaların "gerçeklikten uzak" olduğu belirtildi. Şahan’ın partinin aday belirleme sürecinde karar verici konumda olmadığı, “Türkiye İttifakı” bağlamında hiçbir CHP organında görev almadığı vurgulandı. Ayrıca Şahan’a yöneltilen soruların yalnızca “kent uzlaşısı ne anlama gelir” gibi genel ve muğlak sorular olduğu, bunun da suç isnadı açısından yetersiz kaldığı ifade edildi.
"TUTUKLAMA CEZAYA DÖNÜŞMEMELİ"
Şahan’ın dört ayı aşkın süredir tutuklu bulunduğunu hatırlatan avukatlar, Şişli halkının yüzde 70 oy oranıyla seçtiği bir başkanın özgürlüğünden hukuksuz şekilde mahrum bırakıldığını savundu. Dilekçede, tutukluluğun süresi ve dayanaklarının hukuki temelden yoksun olduğu belirtilirken, Anayasa’nın 13. ve 19. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. maddesi gereğince kişi özgürlüğü hakkının ihlal edildiği belirtildi.
"MASUMİYET KARİNESİ İHLAL EDİLİYOR"
Mahkeme kararlarında “suçun ağırlığı” ve “yüksek ceza ihtimali” gibi gerekçelere yer verilmesinin masumiyet karinesine aykırı olduğu belirtilen dilekçede, bu yaklaşımın tutuklamayı fiili cezaya dönüştürdüğü ve hukuka açıkça aykırı olduğu ifade edildi.
SAVUNMA HAKKI İHLAL EDİLDİ
Resul Emrah Şahan’ın tutukluluk sürecinde CMK 108. madde kapsamında yapılması gereken dinleme işlemlerinin yerine getirilmediği belirtilerek, şimdiye kadarki incelemelerde ne Şahan’ın ne de avukatlarının etkin şekilde dinlenmediği, yalnızca SEGBİS aracılığıyla ifade alındığı ve avukatlara bilgi verilmediği vurgulandı. Bu durumun, Anayasa’nın 19. ve 36. maddelerine ve AİHS’in ilgili hükümlerine açık şekilde aykırı olduğu dile getirildi.
