Ardında 60 Yıllık Sanat Yolculuğu Bıraktı
Modern Türk resminin önemli isimlerinden Muammer Durmuş, yaşamını yitirdi. Uzun yıllar boyunca hem yurt içinde hem de yurt dışında birçok sergiye imza atan Durmuş, özellikle Ankara sanat çevreleri tarafından yakından tanınıyor ve saygıyla anılıyor.
1944 yılında Uşak’ta doğan sanatçı, sanatla dolu 60 yılı geride bıraktı. Durmuş’un hayat hikâyesi, sıradan bir biyografi değil; Türkiye’nin sanat tarihine yön veren bir ustanın izleriyle dolu.
Ankara’ya Olan Derin Bağıyla Hatırlanacak
Muammer Durmuş'un Ankara ile olan bağı, onun sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda başkentin kültürel dokusuna katkı sunan bir figür olduğunu gösteriyor. Sanat yaşamı boyunca Ankara’daki önemli galerilerde sergiler açan Durmuş, Kuğulupark’taki Selvin Galeri ve Artizan Galeri gibi mekanlarda eserlerini sanatseverlerle buluşturdu.
Son sergilerinden biri, Ankara Kale’de yer alan Emin Antik Sanat Merkezi'nde açıldı. Bu sergi, sadece eserlerinin sergilendiği bir etkinlik değil, aynı zamanda sanatçının 25 yıllık dostu mimar Ragıp Buluç’la yeniden bir araya geldiği özel bir buluşma oldu.
Durmuş, Ankara'yı anlatırken “Ankara’ya gelmenin güzel, dönmenin ise hüzünlü” olduğunu dile getirerek bu şehre duyduğu içten sevgiyi her fırsatta vurgulamıştı.
Sanat Hayatına Lisedeki Bir Resim Öğretmeniyle Başladı
Durmuş, sanatla ilk tanışmasını lise yıllarındaki bir resim öğretmenine borçlu olduğunu anlatır. İstanbul’daki Pertevniyal Lisesi’nden mezun olduktan sonra, 1966 yılında o dönemki adıyla Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nu bitirdi. Mezuniyetinin hemen ardından Tunus’a giden Durmuş, burada ilk kişisel sergisini açtı ve sanat yolculuğuna Afrika’da başladı.
“Avrupa’ya gidebilirdim ama Afrika’yı seçtim” diyen Durmuş, Afrika'nın sanatsal etkilerini hayatı boyunca eserlerinde yaşattı. Zamanla gravür, metal baskı, puantür, suluboya, pastel ve çini mürekkebi gibi birçok teknikle çalıştı ve daha sonra yağlı boya resimlere yöneldi.
Türkiye ve Dünya Çapında Sergilere Katıldı
Muammer Durmuş’un sanatı sadece Türkiye ile sınırlı kalmadı. 1977 yılında İstanbul’daki Taksim Sanat Galerisi’nde açtığı serginin ardından hem Türkiye’de hem de yurt dışında pek çok karma sergide yer aldı. Ziraat Bankası, Emlak Bankası gibi büyük kurumların koleksiyonlarında eserlerine rastlamak mümkün.
Ankara’daki sanat çevrelerine katkı sunarken İstanbul, İzmir ve yurt dışındaki sanat camialarında da saygı gördü. İlk kişisel sergilerini İstanbul’da Ümit Yaşar Oğuzcan Galerisi’nde açan Durmuş, burada yedi farklı sergi düzenledi.
Ankara Ekolüne Dair Eleştirileriyle de Biliniyordu
Durmuş, sanat yaşamı boyunca Ankara ekolü ve sanat ortamı üzerine gözlemlerini paylaşmaktan çekinmedi. Gazi Eğitim Fakültesi’nin resim bölümünde oluşmaya çalışan bir ekol olduğunu ancak bunun İstanbul’a güçlü bir alternatif oluşturamadığını ifade etti.
Sanatçının ifadesiyle, Ankara resim anlayışı bir dönem yalnızca Keçiören manzaralarıyla sınırlıyken, günümüzde bu sınırların aşıldığını ve çok daha çeşitli sanatçılarla zenginleştiğini belirtti.
“Ankaralılar hâlâ evcilik oynar”
Durmuş, Ankara'nın insan yapısını da içtenlikle anlatıyordu. “Ankaralılar hâlâ evcilik oynar, yani toplanıp ev gezmelerine gider. İstanbul’da bu kalmadı” diyerek, Ankara’nın kültürel ve toplumsal bağlarının hâlâ sıcak olduğunu savundu.
Vefatı Sanat Dünyasında Büyük Üzüntü Yarattı
Muammer Durmuş’un vefatı, başta Ankara’daki sanat çevreleri olmak üzere Türkiye genelinde büyük bir üzüntüyle karşılandı. Sanatçı sadece eserleriyle değil, aynı zamanda düşünce dünyası ve kişisel anlatılarıyla da iz bırakmış bir isimdi.
Sanatçının ardından pek çok koleksiyoner, sanat yazarı ve dostu taziye mesajları paylaşarak, onun Türk resmine olan katkısını saygıyla andı.