Ankara'nın zengin kültürel mirası, dünya üzerindeki önemini beyaz yürekli beş elçiyle taşıyor. Bu beş beyaz, sadece Ankara'nın değerlerini yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda şehrin kültürel zenginliğini dünyaya duyuruyor. Hollanda'nın lalesiyle, Avustralya'nın kangurusuyla anılması gibi, Ankara'nın da kendi kültürel sembolleri var ve bu semboller şehrin milli servetini oluşturuyor.
Ankara, tarih boyunca beyazın saflığıyla ve doğallığıyla ön plana çıkan değerlerin yuvası olmuştur. Bu değerler sadece şehrin sembolleri değil, aynı zamanda kültürel mirasının ta kendisidir. İşte Ankara'nın dünyaya bıraktığı beş beyaz mirası:
Ankara Keçisi
Ankara Keçisi, Angora Goat olarak da bilinen ve bilimsel adı Capra Hircus olan bir keçi türüdür. Tür, Ankara'ya özgüdür ve ataları 13. yüzyılda Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türkler tarafından Hazar Denizi'nin doğusundan getirilmiştir.
İklim şartlarına uyum sağlayarak zamanla Ankara'nın sembolü haline gelmiştir. 1555'te Ankara'yı ziyaret eden ve Augustus tapınağını tanıtan ilk kişi olarak bilinen Busbecq, kentin ekonomik hayatının en önemli unsuru olarak Ankara Keçisi'nin önemine dikkat çekmiştir. 1701'de Ankara'da bulunan gezgin PITTONdeTOURNEFOR'un yazılarında, devletin Batı'nın ekonomik politikalarına karşı önlem olarak bir süre Ankara Keçisi yünlerinin işlenmeden dışarıya çıkarılmasının yasaklandığı belirtilmiştir. Bu dönemde kentte 1255 dokuma tezgahı bulunmakta ve üretilen 20-25 bin top tiftik Avrupa'ya ihraç edilmektedir. 1890'da VİTAL CUİNET'in "LA TURQUIE D’ASIE" adlı eserinde belirttiğine göre, 18. yüzyılda batıya 30 bin balya işlenmiş tiftik satan Ankara'da artık sadece bir tezgahın çalıştığı bilinmektedir. Ankara İl Tarım Müdürlüğü verilerine göre, 1990 yılında 347.000 olan Ankara Tiftik Keçisi'nin sayısı 2000 yılında 83.500'e kadar düşmüş, ancak 2020'de alınan tedbirlerle 166.000'e çıkmıştır. 1859'da Alman seyyah A. D. MORDTMANT, Ankara seyahatnamesinde, Ankaralıların tiftikten dolayı zengin olduğunu ve yılda 2,5 milyon okka tiftik ihraç ettiklerini, okkasının 40 kuruştan 60 milyon kuruşun sadece tiftikten Ankara'ya kazandırıldığını belirtmiştir. Ankara Keçisi, Ankara'nın tüm ilçelerinde yetiştirilmekle birlikte, Ayaş, Beypazarı, Güdül ve Nallıhan gibi ilçelerde daha fazla yetiştirilmektedir.
Ankara Kedisi
Angora Kedisi, bilimsel adıyla Apis Melifera Anatolliaca, dünya çapında tanınan bir kedi cinsidir.
Kökeni Türkiye'nin başkenti Ankara olan Angora Kedisi, en eski uzun tüylü kedi ırklarından biridir. İlk kez 17. yüzyılda denizciler tarafından Avrupa'ya getirilmiştir. 18. yüzyılda Angora Kedisi, Avrupa soylularının gözdesi haline gelmiş ve Fransız krallarının saraylarında sıkça görülmüştür. Marie Antoinette ve Louis XIV gibi dönemin önemli kişileri de Angora Kedilerinin hayranı olmuşlardır. İtalya'da hala faaliyet gösteren Club Angora Turco Pietro Della Valle adlı dernek, Angora Kedilerinin üretimini sağlamak ve ırkın gelişimi için çalışmalar yürütmektedir. Bugünün Angora Kedileri, güçlü ve enerjik olmalarının yanı sıra nazik ve orta uzun ipeksi tüylere sahip olmalarıyla tanınır. Son derece hareketlidirler ve oynamaktan hoşlanırlar.
Ankara Tavşanı
Angora Tavşanı, bilimsel adıyla Oryctolagus Cuniculus, yumuşak tüyleriyle tanınan bir tavşan türüdür. Ankara'ya özgü ve endemik bir tür olan bu tavşanlar, kökenlerini Ankara'dan almaktadır ve buradan dünya geneline yayılmışlardır.
Uzun tüylerle kaplı vücutlarına sahiptirler ve ince, uzun ayaklara sahiptirler. Kemik yapıları incedir ancak oldukça sağlamdır. Ortalama olarak 3,5-4 kg canlı ağırlığa sahiptirler ve dişiler ergenlik dönemlerinde genellikle erkeklerden daha ağırdır.
Ankara Tavşanı, tavşan yünü üretimi için yetiştirilen tek tavşan ırkıdır. Angora yünü, içinde bulunan hava odacıkları sayesinde yüksek yalıtım özelliği taşır ve tüylerin üzerindeki kütikül pulcukları nedeniyle dokunulduğunda yumuşak bir his verir. Dünya genelinde yaklaşık olarak 10 bin ton tavşan yünü üretilmektedir ve bu yünün büyük bir kısmı Çin'de üretilmektedir. Ayrıca Şili, Arjantin, Fransa, Macaristan, ve Çekoslovakya gibi ülkelerde de Angora yünü üretimi yapılmaktadır. Angora yününün fiyatı, tüyün uzunluğuna, inceliğine, yumuşaklığına ve temizliğine bağlı olarak değişmektedir ve tonu kalitesine göre 50 ile 100 bin dolar arasında değişebilmektedir.
Ankara Güvercini
Angora Güvercini, bilimsel adıyla Columba Liva Donestica, çok seri taklalar atma özelliğiyle bilinen bir güvercin türüdür. Kanat çırparak değil, takla atarak uçmasıyla dikkat çeker. Ankara Takla Güvercinleri veya Süt Güvercinleri olarak da bilinen bu tür, beyaz ve beyaza yakın renklerin hakim olduğu performansı en yüksek güvercinlerden biridir.
Performansları uçuş süresi, yere yaklaşma sıklığı, her yaklaşmadan sonra hızlı bir şekilde tırmanışa geçme sayısı, taklaların sıklığı ve kalitesi gibi özelliklerle belirlenir. Diğer takla ırklarından farklı olarak, Ankara güvercinleri taklaları arasında çok az zaman dilimi bulunur ve daha sıkı takla atarlar. Her takladan sonra hafif bir yükseklik kaybı yaşayıp tekrar tırmanışa geçerler. Tırmanışları diğer ırklara göre daha kısa ancak daha fazla kombinasyonla doludur. Safkan Ankara takla güvercinleri, damarları sert olduğu için delicesine takla atarlar ve kısa süre uçurulmazlarsa "tutulma" olarak adlandırılan bir duruma girerler. Renk olarak gümüş ve kahverengi dışında her renkte bulunabilirler, ancak renkleri genellikle mat bir görünüme sahiptir.
Ankara Balı/Arısı
Angora Arısı, bilimsel adıyla Apis Melifera Anatolliaca, genellikle esmer veya kirli sarı renkte küçük bir vücut yapısına sahip olan arı türüdür. Sakin, kışlama yetenekleri iyi, çalışkan ve dayanıklı arılardır ve genellikle yağmacılık eğilimleri azdır. Yön bulma konusunda üstün performans sergilerler ve yavru yetiştirme aktivitelerinde üstün bir ırktır. Az miktarda bal tüketmeleri nedeniyle kıt koşullarda bile bal biriktirebilirler. Ankara Arısının en dikkat çekici özelliği ürettiği balın açık renkte ve beyaz olmasıdır. Bu beyaz bal, antimikrobiyal aktiviteler bakımından oldukça zengindir ve mide ülseri ve gastrite iyi geldiği bilinmektedir.
İtalyan seyyah DOMENİCO SESTİNİ, 1787'de Ankara'ya geldiğinde Ankara Arılarının "pamuk kadar beyaz" çok ünlü bir bal ürettiğini ve ayrıca "Türk Metodu" olarak belirttiği, arıları una batırarak tedavi etme ve balı toplarken bir miktarını arılara bırakma yöntemini ülkesinin arıcılarına aktardığını yazmıştır. Osmanlı saraylarının vazgeçilmezi olan ünlü Ankara Balı, 1325/1907 tarihli Ankara Vilayeti Salnamesi'nde şu şekilde anlatılmaktadır: "Türkiye'de en iyi bal Ankara'da çıkar denilirse, bu söz mübalağa sanılmamalı. Kokusu, lezzeti, cinsinin güzelliği ve beyazlığı itibariyle daima aranır."