Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde 24 Haziran Salı günü saat 14.30 sıralarında meydana gelen kazada, 17 yaşındaki Mert Can Karasoy, arkadaşlarıyla birlikte gittiği bir eğlence merkezinde kurulan düzenekten havuza atladıktan sonra su yüzeyine çıkmadı. İlk anda şaka yaptığını düşünen arkadaşları, birkaç saniye sonra durumun ciddiyetini fark ederek Karasoy’u sudan çıkardı ve sağlık ekiplerine haber verdi.
İki Kez Ameliyat Edildi, Yoğun Bakımda Yatıyor
Ağır yaralanan genç, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Aynı gün iki kez ameliyata alınan Mert Can Karasoy, yaklaşık üç gün yoğun bakımda kaldı. Şu an beyin cerrahisi kliniğinde tedavisi süren Karasoy’un omurga, boyun ve göğüs kafesinde kırıklar oluştuğu belirtildi.
Sinir Hasarı ve His Kaybı Var, Yürüyüp Yürüyemeyeceği Belirsiz
Doktorlar, Karasoy’un bacaklarında his kaybı ve sinir hasarı bulunduğunu, iyileşme süreciyle ilgili kesin bilgi vermek için henüz erken olduğunu ifade etti. Genç adamın ayağa kalkıp kalkamayacağı önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.
Anne Yasemin Karasoy: "Ben yandım, başka anne yanmasın"
Feci kazanın ardından konuşan anne Yasemin Karasoy, eğlence merkezinin ihmali olduğunu savunarak sorumlulardan şikayetçi olduklarını duyurdu:
"Evden oğlunu çıkarıyorsun, üstünü başını hazırlayıp giydirip gönderiyorsun. Sonra geliyorsun hastane yatağında buluyorsun. Acilen iki ameliyata giriyor, beli kırılıyor, omurgası kırılıyor, boynu kırılıyor. Sonuç bu. Ne hissedersiniz benim yerimde siz olsanız? Ben yandım, hiçbiri anne yanmasın."
Su boyu yetersizdi
Oğlunun durumunu hastaneden gelen bir telefonla öğrendiğini söyleyen anne Yasemin Karasoy, "Ben salı günü pazara çıkmıştım, bir telefon geldi. ‘Oğlunuz Mert Can hastanede, başını çarptı. Gelir misiniz? Biz Eğitim Araştırma Hastanesi’nden arıyoruz’ dediler. O telaşla hemen çıktım geldim. Baktım oğlum sedyede yatıyor. Ne olduğunu sordum. Ama oğlumun gündüzden arkadaşlarıyla havuza gideceğini biliyordum. Havuzda kaza geçirdiğini öğrendim" dedi.
Kazanın ardından havuzun su seviyesinin oğlunun boyuna uygun olmadığını öğrendiğini ileri süren Karasoy, "Oğlumun boyu 1.90. Havuzun, oğlumun boyuna göre suyun yetmediğini, yetersiz olduğunu öğrendim. Kamera kayıtlarını istedim, yok. İlgilenen yok, arayan soran yok. Oğlumun bu durumuna sadece ‘geçmiş olsun’ diyorlar" ifadelerini kullandı.
Niye uyarı levhası koymamışlar?
Karasoy, alanda uyarı levhası bulunmadığını iddia ederek şunları söyledi: "Niye o gün o suyun yarım olduğunu söylememişler? Niye uyarı levhası koymamışlar? Benim oğlum 1.90 boyunda. Su seviyesinin yeterli olmadığını bilmeden dolu sanıp atlamış. Levha olsaydı, en azından oğlum girmezdi. Başını çarptığı için göğüs kafesi, omurga kemiği kırıldı. Bacağında aksama var. Salı gününden beri hastanedeyiz. Dört çocuk annesiyim. Anne olanlar ne hissettiğimi anlayabilir. Evden oğlunu çıkarıyorsun, üstünü başını hazırlayıp giydirip gönderiyorsun. Sonra geliyorsun hastane yatağında buluyorsun. Acilen iki tane ameliyata giriyor, beli kırılıyor, omurgası kırılıyor, boynu kırılıyor. Sonuç bu. Ne hissedersiniz benim yerimde siz olsanız? Ben yandım, hiçbiri anne yanmasın. Ben sadece oranın kapatılmasını istiyorum".
"Can kurtaran yoktu, ilgilenen olmadı"
İşletmede ihmallerin olduğunu öne süren anne Karasoy, şöyle devam etti: " Yetkililer duyarlı olsun, her şey araştırılsın. İzinleri yoksa, suyu yarım dolduruyorlarsa, kamera kayıtları yoksa, hepsi araştırılsın. Oğlumun davasını kapatmasınlar. Benim oğlum oraya üç arkadaşıyla gitti. Atladıktan sonra suyun seviyesi azmış. Cankurtaran yokmuş. Arkadaşları olmasaydı oğlum suyun altından çıkamayacaktı. Onlar çıkardı, ambulansı onlar çağırdı. İşletmeden kimse müdahale etmemiş. Sadece elden parayı alıp içeri sokmuşlar. Hani can kurtaran? Hani sağlık görevlisi? Oğlum suyun altında iki kez bilincini kaybetmiş. Arkadaşları sayesinde kurtuldu. Böyle bir yerde neden sağlık ekibi yok? Hangi havuzda can kurtaran olmaz? Şikayetçiyim, sonuna kadar da davanın arkasındayım."
"Ayağa kalkıp kalkamayacağı belli değil"
Baba Şaban Karasoy ise oğlunun sağlık durumuna ilişkin şu açıklamayı yaptı: "İki kez ameliyat geçirdi, üç gün yoğun bakımda kaldı. Boyun kemikleri kırık, sinirlerde ezilme ve sıkışma var. Ayaklarındaki hasar nedeniyle ayağa kalkıp kalkamayacağı belli değil. Doktorlarımızdan Allah razı olsun. Biz aile olarak bu sürecin sonuna kadar takipçisiyiz. Başka gençler zarar görmesin".
Aile şikayetçi olurken avukatları aracılığıyla da suç duyurusunda bulanacaklarını söyledi.