Ankara'da faaliyet göstermeye başlayan Aşıkça Kültür ve Sanat Derneği, düzenlediği Kuruluş Konseri ile sanatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Sinan Bengier Tiyatro Salonu'nda, Yenimahalle Belediyesi'nin katkılarıyla gerçekleştirilen konser, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen halk müziği sanatçılarının performanslarıyla kültürel bir şölene dönüştü.
Aşık Geleneği Ankara’da Yeniden Hayat Buldu
Konserde, Anadolu kültürünün önemli taşıyıcısı olan Aşıklık geleneği, çağdaş bir yorumla sahneye taşındı. Gecede sahne alan sanatçılar; Selahattin Dündar, Kamber Nar, Tolgahan Tiktaş, Prof. Dr. Gökhan Ekim, Hasan Kaplani ve Elif Kömürel, hem kendi bestelerini hem de ustalarının şiirlerini saz eşliğinde seslendirdi. Seyirciler, duygusal ezgiler ve derinlikli sözlerle dolu türkülere eşlik etti.
“Aşıklık Geleneği Bizim Kültürel Sorumluluğumuzdur”
Aşıkça Kültür ve Sanat Derneği Kurucu Başkanı Ahmet Hüseyin Gürbüz, açılış konuşmasında, Aşıklık geleneğinin önemine vurgu yaptı. Gürbüz konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Anadolu kültür mirası olan bu geleneği yaşatmak ve daha ileriye taşımak bizler için bir sorumluluk. Aşıklarımızın şiirleri, sazları ve sözleriyle ifade ettiği halk irfanı, bugünkü kültürel hayatımızda da yaşatılmalı.”
Gürbüz ayrıca, tamamen kendi imkanlarıyla yayımladıkları Aşıkça Kültür ve Sanat Dergisi'nin 26. sayıya ulaştığını belirterek, bu derginin bilimsel çevrelerde de ciddi ilgi gördüğünü dile getirdi.
Derneğin Hedefi: Akademik ve Sanatsal Üretimi Teşvik Etmek
Açıklamasında derneğin gelecek planlarına da yer veren Gürbüz, Aşıkça Derneğinin yalnızca konserler değil; konferanslar, paneller, eğitim programları ve sanat kursları da düzenleyeceğini belirtti. Dernek bünyesinde bulunan halk bilimciler, halk edebiyatı uzmanları, ozanlar ve sanatçılar, bu geleneği çok yönlü olarak ele alacak.
“Amacımız sadece nostalji yapmak değil; bu geleneği akademik bir bakış açısıyla ele alıp çağdaş formlarla harmanlayarak geleceğe taşımaktır.”
Konuşmasında değişen medya ve iletişim araçlarına da dikkat çeken Gürbüz, artık köy köy dolaşan âşıkların yerine dijital içerik üreticilerinin geçtiğini söyledi. Ancak Aşıklık kültürünün özünün kaybolmaması gerektiğini vurguladı:
“Bugün sosyal medya, YouTube, dijital platformlar halkla buluşmak için yeni alanlar. Bu alanlarda yer almak, hem şiirsel hem müzikal üretimi günümüzle uyumlu hale getirmek bizim görevimiz.”
Geceye katılan izleyiciler, programın hem sanatsal hem de kültürel açıdan doyurucu olduğunu ifade etti. Özellikle gençlerin etkinliğe yoğun ilgi göstermesi, Aşıklık geleneğinin yeni nesillere aktarılması açısından umut verici bulundu. Salondaki atmosfer, geleneksel müzikle beslenen ortak bir hafızanın yeniden canlandığını gösterdi.
Aşıkça Kültür ve Sanat Derneği, ilerleyen süreçte yurt içi ve yurt dışı kültür etkinliklerinde yer almayı ve Aşıklık geleneğini uluslararası platformlarda da tanıtmayı hedefliyor. Bu amaç doğrultusunda çeşitli proje ortaklıkları, üniversite iş birlikleri ve sivil toplum ağlarıyla ilişkiler kurmayı planlıyor.
“Aşıklık Geleneğini Yaşatmak Toplumsal Bir Görevdir”
Gecenin sonunda tekrar söz alan Gürbüz, programa katkı sunan sanatçılara ve katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını şöyle noktaladı:
“Bu konser yalnızca bir müzik etkinliği değil, aynı zamanda kültürel bir farkındalık çalışmasıdır. Katkı sunan herkese teşekkür ediyorum. Umuyorum ki bu çabalar Anadolu’nun köklü geleneklerini yaşatma yolunda yeni adımlar atılmasına vesile olur.”