Ayşe Cankurtaran, uzun yıllar boyunca AK Parti İzmir teşkilatında aktif görev yapmış önemli siyasetçilerden biridir. Siyasi kariyerine yerel yönetimden başlayan Cankurtaran, Bornova Çamdibi Mahallesi’nde iki dönem boyunca muhtarlık görevi üstlenmiştir. Bu süreçte kazandığı yerel yönetim tecrübesi sayesinde AK Parti İzmir İl Başkanlığı’na kadar yükselmiş ve İl Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi.
AK Parti teşkilatı içinde hem saha çalışmalarında hem de karar alma süreçlerinde aktif olarak rol alan Cankurtaran, özellikle Bornova ve çevresindeki siyasi faaliyetlerde önemli bir etkiye sahip oldu.
Oğlunun mülakat mağduriyetiyle gündeme geldi
Ayşe Cankurtaran’ın son dönemde gündeme gelmesinin nedeni ise oğlu Kerem’in Deniz Harp Okulu mülakatında yaşadığı mağduriyet oldu. Kerem Cankurtaran’ın yazılı sınav ve fiziki yeterlilik testlerini başarıyla geçmesine rağmen sözlü mülakat aşamasında elenmesi, Ayşe Cankurtaran’ın tepkisini çekti.
Cankurtaran, oğlunun elenmesini sosyal medya üzerinden duyurarak yıllarca emek verdiği partisinden beklediği desteği görmediğini ifade etti. Açıklamalarında liyakat ve adalet vurgusu yapan Cankurtaran, yalnızca kendi yaşadığı olaya değil, sistemin genel işleyişine de dikkat çekti.
Yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Yıllarca sahada ter döktüğüm, her zaman savunduğum partimden bugün destek göremiyorum. Oğlum tüm yeterlilikleri başarıyla geçtiği halde sözlü mülakatta elendi. Liyakat nerede? Adalet nerede?”
Ayşe Cankurtaran kimdir?
Ayşe Cankurtaran, siyasi kariyerinde yerelden başlayarak il düzeyine kadar yükselmiş nadir kadın siyasetçiler arasında yer alıyor. İki dönem boyunca muhtarlık görevini başarıyla sürdüren Cankurtaran, AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcılığı görevinde ise partinin sahadaki gücünün artırılması ve teşkilat çalışmalarında etkin rol üstlenmişti.
Ayşe Cankurtaran’ın oğlunun Deniz Harp Okulu ve Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) sözlü mülakatlarında yaşanan elenme sürecine gösterdiği tepki, AK Parti teşkilatında yeni bir liyakat tartışmasını da beraberinde getirdi. Partide aktif olarak görev almış bir ismin yaptığı bu çıkışın, teşkilat içindeki adalet mekanizmalarının yeniden sorgulanmasına yol açabileceği belirtiliyor.