Anma paneli, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi konferans salonunda gerçekleştirildi. Etkinlik, hem akademik çevrelerden hem de entelektüel camiadan yoğun ilgi gördü.
Panel, üniversite tarafından organize edilerek hem Aliya İzzetbegoviç’in yüzüncü doğum yıl dönümünü anmak hem de onun insanlığa sunduğu değerler mirasını yeni nesillere aktarmak amacıyla düzenlendi. Etkinlik, sadece bir anma değil; aynı zamanda çağdaş dünyanın karşı karşıya olduğu vicdani krizlere karşı bir düşünce manifestosu olarak kurgulandı.
MUSA KAZIM ARICAN'DAN ANLAMLI MESAJ
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, açılış konuşmasında Aliya’nın çağımızın en zor dönemlerinde bile ahlâk ve medeniyeti savunan bir lider olarak ön plana çıktığını belirtti.
“Aliya, 20. yüzyılın karanlıklarında, savaşın, yıkımın ve etnik nefretin içinde, medeniyeti ve ahlakı savunan bir bilge olarak ortaya çıktı,” diyen Arıcan, İzzetbegoviç’in hem İslam hem Batı düşüncesini sentezleyen entelektüel yönünü de vurguladı:
“Aliya, Kant’tan Gazali’ye, Nietzsche’den Mevlana’ya uzanan engin bir düşünce atlasına sahipti. Bu sentez, onun zihninde fikirlerin ötesinde, insanı anlama yolculuğuna dönüşen derin bir içsel keşifti.”
ALİYA İZZETBEGOVİÇ'İN DEĞERİ ANLATILDI
Panelin moderatörlüğünü Prof. Dr. Rahman Ademi üstlenirken, konuşmacılar Aliya’nın entelektüel mirasını çok boyutlu bir perspektifle ele aldı. Ademi, Aliya’nın yalnızca siyasi bir lider değil, aynı zamanda yüksek bir ahlak ve hikmetin taşıyıcısı olduğunu vurguladı. Batı düşüncesinden farklı olarak, insan merkezli bir ilahi varlık anlayışı geliştirdiğine dikkat çekti.
YÖK Denetleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Balcı, Aliya’nın düşünsel derinliğine işaret ederek, “Aliya, İslam ve Batı düşüncesi arasında köprüler kurarak 'hikmet'i çağdaş bilinçle yeniden tanımladı. Bilgi ve irfanı birleştiren özgün yaklaşımıyla düşünce dünyamıza yeni bir soluk getirdi,” ifadelerini kullandı.
BOSNA'NIN RUHUYLA BÜTÜNLEŞEN LİDER
Prof. Dr. Muhammet Enes Kala, Aliya’nın Bosna halkının ruhunu kelimelere döken bir figür olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bosna'nın fethi sırasında Fatih'in rüyası Bosna’ya manayı fısıldadı. Aliya'nın sözü varoluşu kurdu: Kendinde, kendisi için, başkası için... Tabiat/fıtrat, halk/hulk, özgürlük/başıboşluk... İnsan, mana boyutunda derinleşti.”
Prof. Dr. İsmail Aydoğan ise, Aliya'nın gençlik ve eğitim anlayışını merkeze aldı. “Genç nesillerin ahlâkî direncini bilgiyle dokuyan bir lider olarak Aliya, eğitimle yükselen bir medeniyet düşlüyordu,” diyerek onun vizyoner kimliğine dikkat çekti.
İNSANİ DEĞERLERİN SAVUNUCUSUYDU
Üniversitemiz Öğr. Üyesi Dr. Gazi Doğan, konuşmasında Aliya’nın savaşın yıkıcılığına rağmen evrensel değerlerden asla ödün vermediğini belirtti. “Savaşın gölgesinde bile evrensel değerlerden ödün vermeyen bu onurlu duruş, günümüz dünyasına ilham kaynağı olmaya devam ediyor,” diyen Doğan, Aliya’nın insani hassasiyetini örneklerle gözler önüne serdi.
ALİYA'NIN KELİMELERİNDE HİKMET SAKLI
Şair ve yazar Mehmet Aycı ise panelde Aliya’nın metinlerine edebi bir perspektiften yaklaştı. “Fotoğraftan Aliya” başlığıyla yaptığı değerlendirmede, onun düşüncelerinin sadece akılla değil, kalple de okunması gerektiğini belirtti: “Kelimelerdeki ahlaki yükü ve sessizliğin hikmetini edebi bir dille açıkladı. Aliya’nın metinleri fikir değil, bir ‘kalp dili’ydi.”
PANELİN MESAJI NE OLDU?
Panel, sadece geçmişe bir bakış değil; aynı zamanda geleceğe yön veren bir çağrıydı. Katılımcılar, Aliya İzzetbegoviç’in yalnızca bir dönemin lideri değil, zamana sığmayan evrensel bir bilgelik mirasının taşıyıcısı olduğunu vurguladı. Bu mirasın genç kuşaklar tarafından anlaşılması ve yaşatılması gerektiği, etkinliğin ana mesajı olarak öne çıktı.
GELECEĞE IŞIK TUTAN BİR MİRAS
"Aliya İzzetbegoviç 100 Yaşında" paneli, onun entelektüel derinliğini ve insani değerlere olan sarsılmaz bağlılığını bir kez daha hatırlattı. Panelde dile getirilen fikirler, Aliya’nın düşünce dünyasının sadece geçmişin değil, geleceğin de yol haritası olabileceğini güçlü biçimde ortaya koydu.