2004 yılında kalp krizi sonucu hayatını kaybeden usta sanatçının, aslında ölümünden üç yıl önce lösemiyle mücadele ettiği ve bu zorlu süreci sadece eşi İlkim Karaca ile paylaştığı öğrenildi.
EFSANE SANATÇININ SESSİZ SAVAŞI
Anadolu rock müziğinin öncülerinden biri olan Cem Karaca, 8 Şubat 2004 tarihinde hayata gözlerini yumdu. Aradan geçen 21 yıla rağmen, sanatçının yaşamına dair yeni ayrıntılar ilk kez kamuoyunun bilgisine sunuldu. Sabah Gazetesi'nin haberine göre, Karaca 2001 yılında lösemiye yakalandı ancak bu ağır hastalığını ailesinden ve yakın çevresinden gizlemeyi tercih etti.
YALNIZCA EŞİ BİLİYORDU
Karaca'nın hastalığı süresince yanında sadece eşi İlkim Karaca vardı. Bu büyük sırrı onunla paylaşan sanatçı, yaşamının son döneminde hastalığın etkilerini derinlemesine hissediyordu. Karaca’nın eşine yazdığı bir mektup, bu bilinmeyen gerçeği açığa çıkardı. Mektupta yer alan ifadeler, hem Karaca’nın hastalığının farkında olduğunu hem de vedaya hazırlandığını gözler önüne seriyor.
DUYGUSAL VEDA MEKTUBU
Sanatçının ölümünden üç yıl önce kaleme aldığı mektup, şu satırlarla sona eriyor:
"Ben çok yakında öleceğim, bunu hissetmek değil, biliyorum. Ve adına lösemi diyecekler… Hoş kal, hoş yaşa ve beni, sana rağmen, unut! Ya da unutma… Ama sana son iki lafım şudur: 1. Hayat, her şeye rağmen güzeldir. 2. Seni bu dünyada çok sevdim."
MÜZİKLERİYLE YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR
"Tamirci Çırağı", "Ceviz Ağacı" ve "Sevda Kuşun Kanadında" gibi hafızalara kazınan eserlerin sahibi Cem Karaca, ardında bıraktığı eşsiz müzik mirasıyla yaşamaya devam ediyor. Şimdi ise hayatına dair bu dokunaklı detay, onu daha yakından tanımamıza vesile oluyor.