Konuşmasına değerlendirme toplantısının verimli geçtiğini ifade ederek başlayan Erdoğan, Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini söyledi:
“Dost ve kardeşlerimize güven veren mesajlarımızın yerini bulduğunu görüyoruz. Dünkü samimi, kuşatıcı, derinlikli değerlendirmelerin hem kendi camiamızda hem kamuoyunda olumlu karşılanmasından memnun olduk. Milletimizin zaferlerle dolu şanlı bir maziden parlak bir istikbale giden kutlu yolculuğu hamdolsun yeni bir merhaleye ulaşmıştır. Ülkemizin önünde yeni bir dönemin kapıları aralanıyor.”
“TERÖR PRANGASINDAN TAMAMEN KURTULMANIN EŞİĞİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadelenin artık farklı bir safhaya geçtiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye Yüzyılı ülkümüzü adım adım kuvveden fiile çıkartıyoruz. Milletimizi 47 yıl önce ayağına vurulan terör prangasından tamamen kurtarmanın eşiğine varmış bulunuyoruz. Yarım asırlık sabır mücadelemiz yavaş yavaş selamete eriyor. Cuma günü yapılan merasim bu bakımdan anlamlıydı. MİT ve TSK başkanlıklarımızın riyasetiyle kurulan mekanizmayla silah teslim sürecini sahada dikkatle takip ettik.”
“SÜRECİ SABOTE ETMEYE KİMSENİN HAKKI YOK”
Süreci sabote etmeye çalışanlara karşı uyarılarda bulunan Erdoğan, siyasi partilere de çağrıda bulundu:
“Meclis komisyonu teşekkülünü Meclis Başkanı'mız yürütüyor zaten. Yakında oradan da olumlu haber almayı diliyoruz. Kimsenin süreci akamete uğratmaya, sabote etmeye, küçük hesap yapmaya hakkı yoktur. Hayatta ve siyasette her şeyin telafisi olur ama 86 milyonun huzurunu etkileyecek böylesi hayati meselede işi yokuşa sürmenin telafisi olmaz. Benim milletim bunu affetmez. Siyasetçilerin millete karşı görevlerini yerine getirmesi gereken günlerden geçiyoruz.”
“GÖRÜŞÜ OLAN HERKESİN BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VARDIR”
Eleştirilere açık olduklarını vurgulayan Erdoğan, “herkesle konuşuruz” mesajı verdi:
“Söz konusu Türk milletinin istikbali ise biz herkesle konuşuruz. Eleştirilere, tenkitlere açığız, yeter ki bu milletin hayrına olsun. Meseleyi ideolojik kavgaların, bambaşka ajandaların mezesi yapmayan herkesin olumlu olumsuz görüşünün başımızın üstünde yeri var. Çünkü biz kişi siyaseti, çıkar siyaseti yapmıyoruz. Biz küçük siyaset yapmıyoruz, biz ülke siyaseti yapıyoruz. Türkiye siyaseti, medeniyet siyaseti yapıyoruz. Başta şehit yakınları ve gazilerimiz olmak üzere milletimizin çıkarlarını düşünerek yapıyoruz. Sürece kuşku ile bakanları da anlıyor ve onların tereddütlerini gidermek için çabalıyoruz.”
“ÜÇ PARTİ OLARAK BU SÜRECİ SELAMETLE GÖTÜRECEĞİZ”
Yeni dönemin tüm siyasi aktörlere sorumluluk yüklediğini dile getiren Erdoğan, ittifak ortaklarıyla birlikte kararlılık vurgusu yaptı:
“Parametreleri şekillenen bu yeni dönem sadece AK Parti, sadece MHP, sadece DEM'e değil siyaset kurumunun tamamına çok önemli mesuliyetler yüklemektedir. Parti yöneticilerinin sürece dahil olmalarını önemli görüyoruz. Biz 3 parti olarak bu süreci sonuna kadar selametle götürmekte kararlıyız. Dünyanın ve bölgemizin yeniden yapılandığı dönemde ülkemizi hak ettiği yere ancak böyle taşıyabilir ve büyük ve güçlü Türkiye'yi ancak böyle kurabiliriz.”
“FİGÜRANLAR FARKLI AMA OYUN AYNI”
Erdoğan, Türkiye’ye yönelik çeşitli saldırıların yeni versiyonlarıyla sürdüğünü ve bu girişimleri tanıdıklarını belirtti:
“Yeni bir senaryo ile karşı karşıyayız. Sorumsuz, şuursuz siyasi söylemleri son 23 yılda yaşadıklarımızdan bağımsız göremeyiz. Bu sefer figüranlar farklı ama oyun aynı oyun. Bu tiyatroyu çok seyrettik. Amaçları da yöntemleri de aktörleri de çok iyi tanıyoruz. Dünyada kartlar yeniden karılıyor. Sadece umut iklimi değil, ülkemizin stratejik hamleleri de baltalanmaya çalışılıyor. Milli ekonomiye karşı boykot listesi ile ekonomimize zarar verilmek isteniyor. CHP'nin ve başındaki karikatür tipin tüm çırpınışlarına rağmen kendilerini ciddiye almamamızın nedeni budur. Biz kimlerle mücadele ettiğimizin farkındayız. Bizim muhatabımız kuklalar değil, onları istediği gibi oynatan kuklacılardır.”
“ÜMMETİN BİRLİĞİNİ SAVUNMAK SUÇ DEĞİL”
Ümmet vurgusunu eleştiren çevrelere sert çıkan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bizim dünkü kardeşlik manifestomuz bir insanı neden rahatsız eder? Türk, Kürt ve Arapların kucaklaşmasından bu ülkenin evladı neden rahatsız olur? Çıkmış bizi ümmetçilikle suçluyor. Ümmetin birliğini savunmak ne zamandan beri suç oldu?”
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE’Yİ ÇOCUKLARIMIZA EMANET EDECEĞİZ”
Terörle mücadelede kararlılık vurgusunu sürdüren Cumhurbaşkanı, şu sözlerle konuşmasını sürdürdü:
“Ne yaparlarsa yapsınlar başaramayacaklar, bizi kutlu yolculuğumuzdan döndüremeyecekler. Milletimizin, terör prangasından kurtulmasına mani olamayacaklar. Bugün dünden daha iyiyiz, yarın bugünden de iyi olacağız. Evlatlarımız daha iyi olacak, onlar terörsüz bir Türkiye'de yaşayacak. Şu hakikate son üç dört günde bir kez daha şahitlik ettik: Yüz milyonlarca mazlumun umudunu omuzlarımızda taşıyoruz.”
“YA BU SORUMLULUĞU ÜSTLENECEĞİZ YA DA TARİHE HAYAL KIRIKLIĞI OLARAK GEÇECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda çağrısını yineledi:
“Önümüzde iki seçenek var, ya bu duaların hakkını layıkıyla vereceğiz, milletin bize yüklediği sorumluluğa sahip çıkacağız ya da milletimizin gönlünden sakıt olmakla kalmayacak, milletimize hayal kırıklığı yaşatmış olacağız. Hiçbir kardeşimizin bu vebalin altına girmeyeceğine inanıyorum. Sadece 81 milyonun değil tüm İslam coğrafyasının gözü bu kadronun üzerindedir, sizlerin üzerindedir. Türkiye'yi güzel günlerin beklediğini görüyor ve bunun heyecanını titreyerek yaşıyorum. Her birinizden bu bilinçle çalışmanızı istiyorum. Neyi niçin yaptığımızı halkımıza izah edip onları ikna edeceğiz. Bize tevazu yakışır. Bu tevazu bizi halkımızın karşısında yüceltecektir.”