Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025)’nin açılış töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek İsrail Başbakanı Netanyahu’yu çok sert sözlerle eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında özellikle İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına değinerek, “Netanyahu Hitler’i bile geride bıraktı. Avrupa’daki Holokost sürecinde bile Gazze’deki korkunç görüntüler ortaya çıkmadı. Gazze’de bebekler ölürken buna sessiz kalamayız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın IDEF 2025’teki Açıklamalarından Öne Çıkanlar:

"Değerli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. IDEF 2025 açılışında sizlerle olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Dünyanın farklı ülkelerinden teşrif eden misafirlerimize İstanbul'umuza hoş geldiniz diyorum. Etkinliğe bu yıl 33 ülkeden bakan ve 120'nin üzerinde bakan yardımcısı, genelkurmay başkanı, kuvvet komutanı gibi heyet başkanları katılacak. 44 ülkeden gelen katılımcıların stant açtığı IDEF 2025'te 400'ün üzerinde uluslararası firma da ürünlerini sergileyecek."

"Başta Milli Savunma Bakanlığı'mız olmak üzere Kurumlarımızı tebrik ediyorum. İleri teknolojiye sahip savunma ürünleri ile boy gösteren firmalarımıza teşekkür ediyorum. Burada bir milletin bağımsızlık yürüyüşüne şahitlik ediyoruz. Fuarımıza olan ilgilinin her geçen yıl artmasından kıvanç ve onur duyuyoruz. 99 ülke ve 219 heyeti temsilen 937 heyet üyesini misafir ediyoruz. 1000'e yakın yerli ve 400'ün üzerinde yabancı firma güvenlik alanlarında geliştirdikleri ürünleri 6 gün boyunca sergileyecek."

"Fuarın Buradaki ürünlerin tanıtım ve satış yapılan pazar olarak görmediğimizi bilmenizi istiyorum. Mesele uzun vadeli ortaklıklar tesis edebilmektir. Türkiye olarak biz buna hazırız ve çok yönlü işbirliklerine açığız. IDEF'te yer alan firmalarımızın tamamına başarılar diliyorum. IDEF 2025'in sektör ve firmalar arasındaki ilişkilere katkı yapmasını, dostluk ve kardeşliğimizi pekiştirmesini temenni ediyorum."

“Bebekler Ölürken Sessiz Kalamayız”

Gazze’de yaşananlara dair de sert bir mesaj veren Erdoğan, konuşmasına şu ifadelerle devam etti:

"Güç dengelerinin yeniden belirlendiği, küresel ağırlık merkezlerinin yer değiştirdiği süreçten geçiyoruz. Her gün yeni bir krize uyanıyoruz. Yarın ne olacağını kimse bilmiyor, kimse tahmin edemiyor. Kural temelli uluslararası sistemin yerini kimin gücüü kime yeterse siyeceğimiz yeni düzen alıyor. Haklının hakını arayacağı mekanizmalar görevini icra edemiyor. Türkiye konumu, tarihi itibariyle bu yeni statükonun etkilerini en çok hisseden ülkelerden biri."

"Gazze'deki soykırımın, İsrail'in coğrafyamızı istikrarsızlaştırmaya dönük saldırıların, geniş bir bölgede nükseden gerilimlerin tamamı bizi ilgilendirmekte, tedbir almamızı müdahil olmamızı gerektirmektedir. Etrafımız ateş çemberi ile kuşatılmış derken bunu hamasatle ifade etmiyor gerçeği sile getiriyoruz. Açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların derdi bizim derdimizdir. 8 Aralık devrimi ile umutların yeşerdiği Suriye'ye saldırılar bizim sorunumuz. Karadeniz'deki çatışmalar bizim için endişe kaynağıdır."

"Nerede bir sıkıntı istikrarsızlık varsa ülkemiz için dikkatle takip edilmesi gereken hassas konulardır. Nüfus peşinde, tahakküm peşinde değiliz, kimsenin iç işlerine karışmak niyetinde değiliz. Bölgemizde huzur, barış, dayanışma istiyoruz. Bunu isterken gerekliklerini de yerine yetirmekten çekinmiyoruz. Nerede bir zulüm görsek sesimizi de belli uslupla ortaya koyuyoruz. İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırımını insanlığın gündeminde tutmaya devam ediyoruz. Diplomatik temaslarımızı da artırmış durumdayız. Gayemiz ateşkesin tesis edilmesidir. İnsani yardımların girişi önceliğimizdir. Kızılhaç'ın bile girişine izin verilmemesi korkunç bir durumdur."

"Netanyahu Hitler'i bile geride bıraktı. Avrupa'daki Holokost sürecinde bile Gazze'deki korkunç görüntüler ortaya çıkmadı. Gazze'de bebekler ölürken buna sessiz kalamayız."

"Açlıktan kitlesel ölümlerin başladığı bu kara günlerde uluslararası toplumu insanlık adına birleşmeye davet ediyorum. Gelin bu zulme vahşete artık yeter diyelim. Diğer türlü bu kan lekesi sadece Netanyahu'nun eline değil Gazze'ye susan herkesin eline alnına şayet kaldıysa vicdanına bulaşacaktır. Türkiye olarak en başından beri adil ve sürdürülebilir dünya nizamı için her platformda gayret sarf ediyoruz. Her türlü adımı atarken daha fazla trajedinin yaşanmaması için her türlü adımı arıyoruz."

Savunma Sanayiinde Bağımsız Türkiye Vurgulandu

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında savunma sanayisinin önemine de şu sözlerle dikkat çekti:

"Bir başka prensibimiz de şudur; 'Hazır ol cenge eğer istersen sulhu salah'. Eğer onurunla alnın ak yaşamak istiyorsan savunma sanayini güçlendirmek zorundasın. Bunun yolu da yerli ve milli savunma sanayiden geçiyor."

"Dışa bağımlı olmanın sonuçlarını pek çok kez tecrübe ettik. Kıbrıs hadiselerinde, 90'lardaki terörle mücadelede dost ve müttefiklerden yeterli desteği alamadık. Kıbrıs'ta 74 barı harekatı sonrası ambargolar zirveye çıktı, bakım için gönderilen uçaklar alıkonuldu. Telsiz gibi en temel iletişim araçları dahi bir süre ülkemize verilmedi. Esad ile gerilimde yine ahde vefasızlığı gördük. Hava savunma sistemleri ülkemizden sökülüp götürüldü. Libya'dan Karabağ'daki işgalin sonlandırılmasına kadar benzer uygulamalar devam etti."

Kulislerde Hareketlilik: DEVA'lı İki Vekil CHP’ye Geçiyor!
Kulislerde Hareketlilik: DEVA'lı İki Vekil CHP’ye Geçiyor!
İçeriği Görüntüle

"Kötü komşu adamı mal sahibi yaparmış. Bizi de dost ve müttefiklerimiz mal sahibi yaptı. Her ambargo bize yeni kapı araladı ve biz de bu kapılardan içeri girmeyi başardık. Öz kaynaklarımız ile bu alanda ciddi mesafe kat ettik."

"Bu arka plan temelinde bir yandan insani ve proaktif siyaset islerken savunma güvenlik yatırımlarımıza hız verdik. Bir dönem temel sıkıntımız olan dışa bağımlılığımızı ciddi ölçüde atlattık. Savunma sanayimizin yerlilik oranı yüzde 80'lerin üzerine çıktı. 20 milyar doları aşan ciro ile savunma sanayimiz adeta destan yazıyor. Tüm ihtiyaçlarımızı kendi kaynaklarımız ile karşılıyoruz. SİHA'larımızın konsepti büyük yankı uyandırıyor. Aynı şekilde dünyada kendi savaş gemisini tasarlayan, geliştiren 10 ülkeden biri Türkiye'dir."

"Türkiye bugün en büyük 11. savunma ihracatçısı haline gelmiştir. Araçlarımız gıpta ile takip ve talep ediliyor. 2024'te savunma ve havacılık ihracatımız % 29'luk artışla 7 milyar 154 milyon dolara ulaştı. 2025 Haziran ayı ihracatımız bir önceki yıla oranla yüzde 10,4 artarak 623 milyon dolara ulaştı. Yakın gelecekte rekabet gücümüzü daha da artıracağız."

"Ülke olarak en büyük avantajlarımızdan biri de nitelikli ve dinamik insan gücümüzdür. Her alanda teknoloji atılımımızı ileri taşıyacak yetişmiş insan gücüne sahibiz. Bütün bu başarılarda pay sahibi olan kurumlarımızı, firmalarımızı, kardeşlerimizi tebrik ediyorum. Türk savunma sektörü ile gurur duyuyoruz. Gelecekte çok daha iyi seviyede olacağımıza yürekten inanıyoruz. Tam bağımsız Türkiye yolunda kararlı adımlarla ilerliyoruz. Savunma ve güvenlik yatırımlarımız ile dosta güven düşmana korku veren Türkiye'yi inşa etmek için mücadele edeceğiz."

Kaynak: Haber Merkezi