Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 25-26 Mayıs 2025 tarihlerinde gerçekleştirdiği Demokratik Yerel Yönetimler Ara Dönem Toplantısı’nın ardından önemli bir bildirge yayımladı. Açıklamada, özellikle kayyum atamaları, yerel yönetim yetkilerinin kısıtlanması, merkezi idarenin müdahaleleri ve sürece dair tıkanıklıklar eleştirilerek, iktidara net mesajlar verildi.

DEM Parti’nin bildirgesinde dikkat çeken en önemli unsur, çözüm sürecine atıf yapılarak, "sürecin hızla sonuca kavuşturulması" çağrısı oldu. Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın geçen yıl gönderdiği mesajla gündeme gelen ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sert çıkışlarıyla kamuoyunda yeniden tartışılmaya başlanan çözüm odaklı sürecin, yerel yönetimler üzerinden tekrar şekillenebileceği ima edildi.

Bildiride, iktidara seslenilerek demokratikleşme, yerinden yönetim ve halkın karar süreçlerine katılımı temelinde talepler sıralandı.

7 MADDELİK DEMOKRATİK YEREL YÖNETİM TALEPLERİ

DEM Parti bildirgesinde şu yedi talep yer aldı:

  1. Kayyım atanan tüm belediyelerde kayyımların geri çekilmesi ve seçilmişlerin görevlerine iade edilmesi,

    Erdoğan'dan emeklilere bayram müjdesi! Yarın hesaplara yatıyor! Erdoğan'dan emeklilere bayram müjdesi! Yarın hesaplara yatıyor!
  2. Kayyım atamalarına olanak tanıyan 5393 Sayılı Belediyeler Kanunu’nun ilgili maddelerinin yeniden düzenlenerek, uygulamaya son verilmesi,

  3. Siyasi Partiler Kanunu’nda tanımlanan eşbaşkanlık sisteminin Belediyeler Kanunu’nda da yer bulması,

  4. Merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki idari ve mali vesayetinin kaldırılması,

  5. Temsili demokrasiyi aşan, halkın doğrudan katıldığı mahalle meclisleri, kent konseyleri gibi yapılanmaların yasal güvenceye alınması,

  6. Belediyeler ve il özel idarelerinin yetkilerini kısıtlayan yasa maddelerinin gözden geçirilmesi,

  7. Türkiye’nin Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na koyduğu çekincelerin kaldırılması.

Bu talepler, hem çözüm süreci çerçevesinde hem de yerel demokrasi konusunda merkezi iktidara yönelik ciddi bir politik yönlendirme olarak yorumlandı.

ERDOĞAN VE AK PARTİ’DEN YEREL YÖNETİMLERE YENİ DÜZENLEME SİNYALİ

DEM Parti’nin açıklamasının hemen öncesinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da yerel yönetimlere dair kapsamlı bir düzenleme ihtiyacına vurgu yapmıştı. Özellikle CHP’li bazı belediye başkanlarının tutuklanması, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da dahil olduğu davalar ve çok sayıda CHP’li ilçe belediyesine kayyum atanması gibi gelişmelerin ardından, Erdoğan yerel yönetim kanununun değiştirilmesi gerektiğini ifade etmişti.

AK Parti’nin Öne Çıkan Değişiklik Gündemleri:

  • Belediye Başkanlarının Yetkileri:
    Belediye Kanunu’nun 38. maddesi üzerinde değişiklik planlanıyor. AK Parti’ye göre, belediye başkanlarının yetkileri “aşırı geniş” ve bu durumun denetim dışı karar alma süreçlerini beraberinde getirdiği düşünülüyor.

  • Bütçe ve Harcama Denetimi:
    Belediyelerin harcamalarının, içme suyu, ulaşım, atık toplama gibi temel ihtiyaçlara yönlendirilmesi ve bu planlamaların merkezi denetim altında yürütülmesi hedefleniyor.

  • Yeni Denetim Mekanizması:
    Belediyelerin tüm mali faaliyetlerini izleyebilecek, bağımsız ya da kamuya bağlı bir üst denetim yapısının kurulması öngörülüyor.

  • Koordinasyon Kurulları ve Tek Merkezli Yönetim:
    Valilik veya il özel idaresi bünyesinde kurulacak “il kalkınma kurulları” ile ilçelere merkezi müdahale yapılması planlanıyor. Bu kurul, imar planlarından kentsel dönüşüme kadar birçok alanda söz sahibi olacak.

  • Nüfusa Göre Bütçe Paylaşımı:
    Öz gelirleri yüksek olan büyükşehirlerin merkezi bütçeden aldığı payın, yaz döneminde nüfusu artan küçük belediyelerle paylaşılması tartışılıyor.

  • Grev Yasakları:
    Belediye personelinin, özellikle çöp toplama ve su temini gibi temel hizmetlerde grev yapmasının yasaklanması ya da bu hizmetlerin aksatılmaması için alternatif mekanizmalar geliştirilmesi gündemde.

  • Kentsel Dönüşüm Yetkileri:
    Kentsel dönüşüm konusunda adım atmayan belediyelere yaptırım uygulanması ve gerekirse bu yetkinin bakanlıklara devri de gündemde.

SİYASİ GERİLİM DERİNLEŞEBİLİR Mİ?

DEM Parti’nin “yerel özerklik” talepleri ile AK Parti’nin “merkezi denetim ve yetki sınırlama” hedeflerinin taban tabana zıt olması, önümüzdeki süreçte yeni bir siyasi kriz ihtimalini de gündeme getiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve iktidarın, DEM Parti'nin bildirgesine nasıl yanıt vereceği ve Meclis gündemine gelecek yeni düzenlemelerin ne yönde olacağı kamuoyunda yakından izleniyor.

Bir yandan çözüm sürecine dair atıflarla “yeni bir diyalog ihtimali” ima edilirken, diğer yandan merkezi kontrolün artırılması beklentisi bu ihtimali zayıflatıyor. Uzmanlara göre, yerel yönetimlerin geleceği, sadece yönetim modeli değil aynı zamanda Türkiye'deki demokratikleşme sürecinin seyri açısından da belirleyici olacak.

Kaynak: Haber Merkezi