DEM Parti’nin başvurusunda, paylaşımın anayasanın eşitlik hükümlerine ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu vurgulandı. Dilekçede, Başer’in söyleminin “halkın bir kesimini etnik kimliği nedeniyle aşağıladığı, suçla ilişkilendirdiği” belirtilerek bunun ortak yaşamı ve toplumsal huzuru zedelediği kaydedildi. Başvuru metninde, paylaşımın özellikle çözüm ve barış politikalarının tartışıldığı bir dönemde toplumdaki gerginlikleri artırma potansiyeli taşıdığına dikkat çekildi.
HANGİ SUÇLARDAN İDDİANAME TALEP EDİLDİ?
DEM Parti, soruşturma yürütüldükten sonra Başer hakkında “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik veya aşağılama”, “Suç işlemeye tahrik”, “Nefret ve ayrımcılık” suçları başta olmak üzere resen tespit edilecek diğer suçlardan da iddianame düzenlenmesini talep etti. Başvurunun içeriği ve talep edilen cezai yönler, parti tarafından savcılığa sunuldu.
O PAYLAŞIM NEYDİ?
Kısa süre önce sosyal medya platformu X’te yayılan ve sosyal medyada tepki çeken paylaşımda Başer, üzerinde “Hırtlar Vadisi” ifadesi bulunan bir görsel eşliğinde şu ifadeyi kullandı: “Sokak hayvanlarını yok etmek için harcadığınız enerjiyi, şu insan alt türlerini ıslah etmek için harcasanız ya!..”
Bu paylaşımın ardından Diyarbakır Barosu da Başer hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
KAMUOYUNDA VE MESLEK ÖRGÜTLERİNDE TEPKİ
Başer’in paylaşımı, sosyal medyada geniş yankı bulurken, Diyarbakır Barosu ve çeşitli sivil toplum kuruluşları paylaşımı nefret söylemi ve ırkçılık kapsamına alarak savcılığa başvurdu. Tepkilerde, özellikle etnik kimlik üzerinden yapılan genelleştirmelerin toplumsal barışa yönelik tehlike oluşturduğu vurgulandı.
Savcılığın başvuruyu incelemesinin ardından, suç unsuru tespit edilirse iddianame düzenlenecek ve kamu davası açılacak. TCK’da yer alan “nefret söylemi” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamaları çerçevesinde soruşturma yürütülecek; soruşturmanın seyri, delillerin toplanması ve ifade işlemleri sonucunda netleşecek.
DEM PARTİ’NİN MESAJI
DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, eş genel başkanlar adına yapılan başvuruda, toplumun birlikte yaşam hakkını ve eşitlik ilkesini koruma sorumluluğunu hatırlatarak benzer söylemlere karşı hukuki zeminde mücadele edeceklerini bildirdi.
