Terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan'a siyasi haklar verilmesi konusuyla ilgili yöneltilen bir soruya verdiği yanıt gündem oldu. Dervişoğlu, kendisine atfedilen ifadeleri net bir dille yalanladı.
"ONUN KARARINI SEN VEREMEZSİN DEDİM"
Adana İl Başkanlığı binasında partililere hitap eden Müsavat Dervişoğlu, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bu sırada bir muhabir, daha önceki açıklamalarına atıfla, “AK Parti iktidarında birçok referandum yapıldı ve siz de biraz önce siyasi hak için bir referandum olmalı gibisinden bir şey söylediniz” şeklinde bir soru yöneltti.
İYİ Parti lideri, bu ifadeye karşılık net bir şekilde durumu düzeltti:
“Hayır, ben öyle bir şey demedim. Sakın öyle anlaşılmasın. Onun kararını sen veremezsin dedim. Millete sor bakalım millet ne diyecek dedim.”
Dervişoğlu, referandum çağrısında bulunmadığını, ancak önemli konularda halk iradesine başvurulabileceğini vurguladı.
Söz konusu soru ve cevabın bağlamında, Abdullah Öcalan’a siyasi hak tanınması gibi bir konunun gündeme gelmesi dikkat çekti. Dervişoğlu'nun cevabı, bu konuda herhangi bir öneride bulunmadığı, yalnızca kararın millet iradesine ait olduğuna işaret ettiği yönünde oldu.
"CEVHERİ ASLİYESİNE GÜVENİYORUM"
Bir diğer gazetecinin, “Millete bu sorulursa ve yine AK Parti bundan bir kazanım elde ederse ne düşünürsünüz?” şeklindeki sorusu üzerine Dervişoğlu şu cevabı verdi:
“Ben milletimin cevheri asliyesine güveniyorum.”
Bu sözleriyle Dervişoğlu, halkın sağduyusuna olan inancını dile getirdi.
REFERANDUM TARTIŞMALARI GÜNDEMDE
Son dönemde siyasette referandum tartışmaları zaman zaman gündeme geliyor. Özellikle kritik konularda halkın karar verici merci olarak gösterilmesi, siyasi liderlerin açıklamalarında sıkça yer buluyor. Dervişoğlu’nun açıklaması ise, yanlış yorumlamaların önüne geçmek adına yapılmış bir netleştirme olarak değerlendiriliyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun “referandum” konusundaki açıklamaları, siyasi tartışmaları alevlendirecek nitelikte değil; aksine, halkın söz sahibi olması gerektiğine dair genel bir tutumun ifadesi olarak yorumlandı. Dervişoğlu, sözlerinin bağlamından koparılmaması gerektiğinin altını çizerek, kamuoyuna net bir mesaj vermiş oldu.