Türkiye ve Ankara gündeminde bugün: 14 Haziran 2025 Türkiye ve Ankara gündeminde bugün: 14 Haziran 2025

Devlet Bahçeli, İsrail'in İran'a yönelik düzenlediği "Yükselen Aslan" adlı operasyonla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bahçeli, söz konusu saldırının sadece İran’ı değil, dolaylı olarak Türkiye’yi hedef aldığını vurgulayarak, "İran’a yapılan operasyon bir yönüyle Türkiye’ye verilmiş sinsi mesajdır. Birbirine eklemlenerek genişleyip güçlenen kriz ve kaos sarmalında perdelemiş nihai hedef Türkiye’dir" ifadelerini kullandı.

“İSRAİL'İN KANLI YÜZÜ BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI”

Devlet Bahçeli, İsrail’in İran’ın nükleer programına yönelik gece yarısı düzenlediği saldırıyı "kombine terör saldırısı" olarak nitelendirerek, bu operasyonun İsrail’in "vandal ve kanlı yüzünü" bir kez daha deşifre ettiğini söyledi. Bahçeli, “İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Komutanı ve bazı bilim insanları bu saldırıda hayatını kaybetmiştir. İsrail'in bu barbarca eylemleri sadece bölge için değil, dünya barışı için de büyük bir tehdittir,” dedi.

“TÜRKİYE GÖRÜŞ MENZİLİNDEN ÇIKARILMAK İSTENİYOR”

MHP Lideri Bahçeli, İsrail’in bölgede gerilimi tırmandırmasının asıl hedefinin Türkiye olduğunu ileri sürdü. Bahçeli, Türkiye’nin bölgedeki stratejik gücünü kırmak isteyen güçlerin sistemli bir şekilde harekete geçtiğini belirterek,“İsrail’in terörist yönetimi, ülkemizin görüş menzilini kapatmak, ‘terörsüz Türkiye’ hedefini baltalamak ve bölgemizi karanlığa mahkûm etmek için her fırsatı değerlendirmektedir.” İfadelerini kullandı.

“İÇİMİZDEKİ İSRAİL LOBİSİNE RAĞMEN MİLLİ BİRLİK KUDRETİMİZDİR”

Bahçeli, Türkiye'nin içindeki İsrail sempatizanı oluşumlara da sert çıktı. Türkiye’nin milli birliğinin ve dayanışma ruhunun dış tehditlere karşı en büyük güç olduğunu vurgulayarak,“İçimizdeki İsrail lobisine rağmen milli birlik ve dayanışma şuurumuz kudret ve kuvvetimiz olarak düşmana korku, dosta da güven verecektir.” Dedi.

Açıklamasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için ‘Gazze katili’ diyen Bahçeli Natanyahu’nun koltuğunu koruma uğruna dünyayı felakete sürüklediğini belirtti.

“ARTIK GÜÇ KULLANILMALI, BAŞKA SEÇENEK KALMADI”

Bahçeli, diplomatik kınamaların ve pasif tepkilerin yetersiz kaldığını belirterek, İsrail’e karşı doğrudan güç kullanılmasını önerdi. MHP'nin bu konuda kararlı olduğunu ifade eden Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi, İsrail’in kesinkes güç kullanılarak önünün kesilmesi düşüncesindedir. Zira başka bir seçenek kalmamıştır. Kaldı ki sözün hükmü bitmiş, diplomasi ve diyalog arayışları her fırsat ve zamanda etkisini kaybetmektedir.” ifadelerine yer verdi.

Devlet Bahçeli'nin yazılı açıklamasının tamamı şöyle;

"Bölgesel ve küresel istikrarsızlık dalgasının tehlike sınırlarını aşarak iyice sertleştiği, bunun da ötesinde insanlığın merhamet ve medeniyet değerler birikimini vahim düzeyde tehdit ettiği görülmektedir.
 
Maalesef barış, huzur ve diyalog beklentileri sürekli boşa düşürülmektedir.
 
Bu süreçte felaket senaryolarına her gün bir yenisi eklenmektedir.
 
Uluslararası hukuk devre dışı, uluslararası kuruluşlar ahlaken ve fiilen tasfiye halindedir.
 
Masum ve mazlum toplumlar katliam markajında, hatta soykırım mahzenindedir.
 
Özellikle ülkemizin etrafı ateşle çevrilmektedir.
 
Husumet ve huşunet markası, dehşet ve şiddet mahsulü olan İsrail’in açtığı derin yaralar, yaptığı büyük yıkımlar, neden olduğu devasa facialar sadece Türkiye ve bölgemiz açısından değil esasen dünyanın tamamı için ağır bir sancıdır.
 
Sözde İran’ın nükleer programını vurmak amacıyla dün gece yarısı icra edilen “Yükselen Aslan” isimli kombine terör saldırısı İsrail’in vandal ve kanlı yüzünü tekrar deşifre etmiştir.
 
Altıncısı önümüzdeki pazar günü Umman’da yapılması planlanan İran’ın nükleer programıyla ilgili müzakereler yoğun olarak sürüyorken İsrail’in savaş ve diline müracaatı başka hesapların varlığına delalettir.
 
Bu kapsamda İran’a ait nükleer tesis ve askeri üslerin yanı sıra sivil hedefler de acımasızca vurulmuş, İran Genelkurmay Başkanı ile Devrim Muhafızları Komutanı, yanı sıra bilim insanları katledilmiştir.
 
Gazze’de insanlık ve savaş suçu işleyen, tarihin en trajik soykırımını planlı ve sistematik olarak gerçekleştiren İsrail’in Siyonist ve emperyalist barbarlıkta devamlı çıta yükselttiği bariz şekilde ortadadır.
 
Artık günü kurtarmaktan başka bir şeye yaramayan bıktırıcı mahiyetli cılız ve kısır kınama mesajlarından çok daha fazlasını aktif ve çok boyutlu yerine getirmek hem küresel adaletin hem de insanlık onurunun haysiyet ve şeref konusudur.
 
İsrail önüne gelene saldırı düzenlemekte, sabotaj ve suikast kurgusuyla örtülü operasyonlarını coğrafyanın her yerine taşımaktadır.
 
Periyodik olarak Filistin, Yemen, Suriye, Irak, Lübnan ve İran’a dünyanın gözü önünde saldıran; ikide bir Türkiye’nin ayağına dolaşan bu alçak cehalet ve cinayet suç makinesine karşı askeri, ekonomik ve stratejik önleyici tedbirler alınmazsa dünya her ihtimale açık hale gelecektir.
 
Bu ihtimalin tezahürü halinde korkunç olayların vasat bulması kaçınılmazdır.
 
Bebekleri öldüren, yardım gemilerinin önünü kesen, Gazze’yi günbegün eritip yutmak için seferberlik içinde hareket eden bir barbarlığa dayanmak ve katlanmak geldiğimiz bu aşamada akıl ve ahlak dışılıktır.
 
İsrail Başbakanı’nın Siyonist yayılmacılığın refakatinde, iç politikada sıkışma yaşamasıyla birlikte yakın zamanda yapılacak seçimlerde koltuğundan inme korkusunu içten içe duyması otokontrolünü ziyadesiyle kaybettirmektedir.
 
Gazze katili Netanyahu derhal atılması gereken bir safradır.
 
Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili spekülasyonu ise farklı emel ve hedeflere hizmet eden sipariş propagandadır.
 
Bu safra aynı zamanda İsrail toplumunu da zehirlemekte, daha kötüsü ise küresel ölçekte Yahudi düşmanlığını körüklemektedir.
 
Gelişmelerin püf noktasında elbette Türkiye vardır.
 
İsrail’in terörist yönetimi ülkemizin görüş menzilini kapatmak, terörsüz Türkiye hedefini baltalamak, bölgemizi karanlığa mahkum etmek için her fırsattan istifade etmenin peşindedir.
 
Birbirine eklemlenerek genişleyip güçlenen kriz ve kaos sarmalında perdelemiş nihai hedef Türkiye’dir.
 
Türk milleti Siyonizm’in ve emperyalizmin tertip ve tuzaklarına karşı birdir, beraberdir, taviz ve teslimiyeti düşünülemeyecektir.
 
İran’a yapılan operasyon bir yönüyle Türkiye’ye verilmiş sinsi mesajdır.
 
Aynı şekilde Türkiye Yüzyılına mühür vuracak kutlu hedeflere, terörsüz geleceğe ve ayağa kalkan diriliş ruhuna karşı dolaylı tepkidir.
 
İçimizdeki İsrail lobisine rağmen milli birlik ve dayanışma şuurumuz kudret ve kuvvetimiz olarak düşmana korku, dosta da güven verecektir.
 
İsrail’in durdurulması hem milli güvenliğimiz hem de bölge barış ve istikrarı adına tarihi bir sorumluluktur.
 
Bahse konu sorumluluğun inkar veya ihmali halinde öngörülemez sorunların çıkması mukadder ve muhakkaktır.
 
ABD ise tarihin ve insanlığın doğru yerinde konuşlanmalıdır.
 
Bu ülke içinde yükselen siyasi basınç ve ayrılık talepleri, 14 Haziran’da pek çok eyalette yapılacak gösteri ve protestolar hiçbir devletin kendi içinde rahat ve güvenli olmadığına açık işarettir.
 
Milliyetçi Hareket Partisi, İsrail’in kesinkes güç kullanılarak önünün kesilmesi düşüncesindedir.
 
Zira başka bir seçenek kalmamıştır.
 
Kaldı ki sözün hükmü bitmiş, diplomasi ve diyalog arayışları her fırsat ve zamanda etkisini kaybetmektedir.

Kaynak: Haber Merkezi