Gazze’de katliam sürüyor! Son 24 saatte 103 şehit!
Gazze’de katliam sürüyor! Son 24 saatte 103 şehit!
İçeriği Görüntüle

Türkiye ile Libya arasında imzalanan yeni sismik araştırma mutabakatı, Yunanistan tarafından Avrupa Birliği (AB) platformuna taşındı. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Brüksel'de gerçekleştirilen AB Zirvesi’nde konuyu gündeme getirirken, hedef olarak 2019’da imzalanan deniz yetki alanları mutabakat muhtırasını gösterdi.

Normalde Libya konusu zirve gündemine sadece "Dış İlişkiler" başlığı altında güvenlik ve göç boyutuyla dahil edilmişti. Ancak Atina yönetimi, mutabakat muhtırasının sonuç bildirisine dahil edilmesinde ısrarcı oldu.

NATO Zirvesi Sinyali: “Yasadışı ve Temelsiz”

Miçotakis, Lahey’deki NATO Zirvesi sonrasında yaptığı açıklamalarda, Türkiye-Libya deniz yetki anlaşmasını “yasadışı ve temelsiz” olarak nitelendirdi. Ayrıca belge için “AB tarafından tanınmıyor ve hukuki etkisi yok” ifadelerini kullandı.

Miçotakis, 12 Aralık 2019 tarihli AB Zirvesi sonuç bildirgesindeki “Türkiye-Libya mutabakatı üçüncü ülkelerin egemenlik haklarını ihlal etmektedir, uluslararası deniz hukukuna aykırıdır ve yasal sonuç doğuramaz” ifadesinin bu zirvede tekrar edilmesini talep etti. Bu talep, zirve sonuç metninde birebir aynı cümleyle yeniden yer aldı.

Türkiye: “Egemenlik Haklarımızın Korunması İçin İmzalandı”

Türkiye ise söz konusu mutabakatın, 5 Aralık 2019’da TBMM’de onaylandığını ve Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının Batı sınırlarını netleştirdiğini savunuyor. Türk yetkililer bu belgeyi, kendilerini bölgede izole etmeye çalışan girişimlere güçlü bir yanıt olarak nitelendiriyor.

Ankara ayrıca, Birleşmiş Milletler’e bildirilen kıta sahanlığı sınırlarının güneybatısında 18,6 deniz millik bir hat oluşturulduğunu ve bu çizginin uluslararası hukuka dayandığını vurguluyor.

Yunanistan ise özellikle “Girit adasının yok sayıldığı” iddiasıyla anlaşmaya karşı çıkıyor. Türkiye ve Libya’nın hazırladığı haritalarda, Girit’in güneyindeki deniz alanlarının büyük bölümünün Libya’ya, küçük bir kısmının ise Türkiye’ye tahsis edildiği görülüyor.

SAFE Fonunda da Türkiye Rahatsızlığı

Yunanistan’ın itiraz ettiği bir diğer konu ise AB’nin savunma projeleri için oluşturduğu “Avrupa İçin Güvenlik Eylemi” (SAFE) fonu oldu. 150 milyar Euro’luk bu fonda Türkiye’nin yer almasına sıcak bakmayan Atina, Türkiye’yi dışlamak için yeni diplomatik manevralara yöneldi.

Şu aşamada bu çabasında başarılı olamayan Yunanistan, gelecekte koz olarak kullanılabilecek bir ifadeyi sonuç bildirisine ekletmeyi başardı. Metinde, üçüncü ülkelerin SAFE’e katılımının, AB çıkarlarına tehdit oluşturması halinde engellenebileceği vurgulandı.

Türkiye’nin bu fondan tam anlamıyla yararlanabilmesi için AB ile ikili güvenlik anlaşması imzalaması gerekiyor. Ancak bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi, tüm üye ülkelerin onayını gerektiriyor. Uzmanlar, Yunanistan’ın bu süreçte veto hakkını bir baskı aracı olarak kullanabileceğini belirtiyor.

Kaynak: Haber Merkezi