Exeter Üniversitesi öncülüğünde yürütülen çalışmada, sıcak su mercan resiflerinin “yaygın çöküş” noktasına ulaştığı belirtiliyor. Bu da deniz ekosistemlerinde zincirleme etkiler oluşturma riski taşıyor.
MERCAN RESİFLERİNDE “GERİ DÖNÜLMEZ ÇÖKÜŞ” TEHLİKESİ
Raporda, dünya ortalamasındaki sıcaklık artışının sanayi öncesi döneme kıyasla yaklaşık 1,4 °C’ye ulaştığı, oysa mercan resiflerinin kritik eşiğinin 1,2 °C olarak belirlendiği ifade ediliyor. Bu veriler ışığında, sıcak su mercan resiflerinin uzun vadeli yapısal yıkıma doğru yöneldiği vurgulanıyor.
2023 yılında başlayan ve bugüne kadar devam eden küresel mercan ağarma olayı, kayıtlardaki en yaygın ve şiddetli ağarma süreçlerinden biri olarak adlandırılıyor. Okyanuslardaki artan sıcaklıklar, 80’den fazla ülkenin resif bölgelerini etkiledi. Rapor, mercan resiflerinin yalnızca biyolojik çeşitlilik için değil; kıyı koruması, balıkçılık ve turizm açısından da vazgeçilmez olduğunu hatırlatıyor. Bu ekosistemlerin çöküşü, yüz milyonlarca insanın geçim kaynaklarını tehdit edebilir.
TEMEL DÜNYA SİSTEMLERİ RİSK ALTINDA
Mercan resifleri kritik eşik noktasını geçtiği iddiasıyla, diğer temel dünya sistemleri de risk altında gösteriliyor. Rapor, özellikle Amazon yağmur ormanları, Grönland ve Batı Antarktika buz tabakaları ile okyanus akıntılarının çöküş ihtimaline dikkat çekiyor. Bu sistemlerdeki değişim, iklim dengesini kökten etkileyebilir. Örneğin, buz tabakalarının erimesi deniz seviyelerini yükseltebilir; Amazon’daki çöküş biyolojik çeşitliliği ve karbon depolarını tehdit edebilir. Rapora göre, hızlı sera gazı kesintileri yapılmazsa, 2030 civarında küresel ısınmanın 1,5 °C eşiğini de aşmamız olası görünüyor. Bu durumda, daha fazla ekosistem geri dönüşü olmayan yollara sapabilir.
RAPOR NEYE DİKKAT ÇEKİYOR?
Tim Lenton (Exeter Üniversitesi, Küresel Sistemler Enstitüsü) “Artık eşik noktaları gelecek meseleleri değil, halihazırda yaşanan bir gerçekliği temsil ediyor” değerlendirmesinde bulunuyor. Resif çöküşü başlatılmış durumda ve bu süreç, deniz yaşamından geçim kaynaklarına kadar geniş yelpazede etkiler doğuruyor. Mike Barrett (WWF-UK baş bilim danışmanı, rapor eş-yazarı) ise, mevcut koşullarda mercan resiflerini korumanın her zamankinden daha zor ancak vazgeçilmez olduğunu vurguluyor. Rapor, iklim açısından dirençli “mercangil sığınaklarının” potansiyel önemine dikkat çekiyor.
Karşı görüşte Peter Mumby (Queensland Üniversitesi mercan uzmanı), bazı mercan türlerinin 2 °C’ye kadar sıcaklığa adaptasyon sağlayabileceğini öne sürüyor. Yine de Mumby, raporun üslûbunun “her şeyin çökeceği” gibi yorumlara açılmasından endişe ediyor.
OLUMLU EŞİK NOKTALARI VE ÇÖZÜM OLANAKLARI
Raporda negatif eşik noktanın aşıldığı vurgulanırken, toplum ve teknolojide “olumlu eşik noktaları” yaratmanın hâlâ mümkün olduğu fikri öne çıkıyor. Elektrikli araçların yaygınlaşması, yenilenebilir enerji yatırımlarının artması gibi dönüşümler, karbon salımlarını azaltmada kendini besleyen olumlu döngüler oluşturabilir.
Ayrıca, bölgesel düzeyde mercan resiflerini baskılayan kirlilik, aşırı avlanma ve habitat tahribatı gibi faktörlerle mücadele etmek, mevcut dirençli resif alanlarının korunmasına yardımcı olabilir. Politika düzeyinde, COP30 gibi küresel iklim zirvelerinde bu kritik eşik noktaları tartışmanın öncelikli gündem olması bekleniyor. Raporda liderlere, emisyon azaltımı ve uyum stratejilerini hızla hayata geçirme çağrısı yapılıyor.