Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ), Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) psikolojik ve zihinsel arka planını ele alan kapsamlı bir konferansa ev sahipliği yaptı. 29 Temmuz 2025 tarihinde düzenlenen konferansta, Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Erol Göka “Militan Ezoterik Yapı Olarak FETÖ’nün Psikolojik Değerlendirilmesi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Etkinlik, akademisyenler, öğrenciler ve davetliler tarafından yoğun ilgiyle takip edildi.
“FETÖ’nün psikodinamik mekanizmaları derinlemesine analiz edilmeli”
Konferansta konuşan Prof. Dr. Erol Göka, FETÖ’nün bireyler üzerindeki etkilerini yalnızca sosyolojik ya da siyasal düzlemde değil, aynı zamanda psikolojik ve tarihsel boyutlarıyla ele aldığını ifade etti. Örgütün kapalı, gizemli ve manipülatif doğasını anlamlandırabilmek adına tarihsel ezoterik geleneklerden yola çıktığını belirten Göka, FETÖ’nün zihinsel yapılanmasının ardında yatan psikodinamik mekanizmaları derinlemesine analiz ettiğini vurguladı.
Göka, özellikle bireylerin örgüt içerisinde kendilerini “seçilmiş” hissetmeleri, lider figürüne duyulan mutlak bağlılık ve mehdi inancının yapı içindeki işlevi gibi kavramların, bu yapılanmanın anlaşılması açısından kritik öneme sahip olduğunu belirtti.
“FETÖ’nün Haşhaşilik benzetmesi dikkat çekti”
Sunumda öne çıkan başlıklardan biri de, FETÖ’nün işleyişinin tarihsel Haşhaşilik hareketiyle karşılaştırılması oldu. Göka, her iki yapının da üyelerini dogmatik bir dünya görüşüyle sararak mutlak itaate sürüklediğini ve zihinsel bir kapanma yarattığını ifade etti. Bu benzetme üzerinden, FETÖ’nün ihanet düzeyine ulaşan örgütsel sadakati nasıl inşa ettiği, tarihsel referanslar eşliğinde ele alındı.
Göka, FETÖ’nün dini motiflerle süslenmiş ideolojik bir ezoterik yapı olduğunu vurguladı ve örgüt üyelerinin karizmatik lider figürleri etrafında ruhsal ve bilişsel bir teslimiyet içerisine girdiklerini ifade etti.
“Dil, semboller ve ritüellerle zihinsel kontrol sağlanıyor”
Prof. Dr. Göka, konferansta bireylerin örgüte nasıl bağlandıkları, hangi psikolojik ihtiyaçlarla bu yapıya yöneldikleri ve aidiyet hissinin toplu bir hipnoza nasıl dönüştüğü konularına da değindi. Örgüt içinde kullanılan dil, semboller ve ritüellerin, bireylerin düşünce dünyalarını şekillendirmede önemli rol oynadığını belirtti.
Ayrıca, alkol ve madde kullanımının bireysel irade ve karar alma süreçleri üzerindeki etkileri bağlamında, FETÖ’nün uyguladığı psikolojik baskı yöntemlerine dikkat çekildi.
“FETÖ, siyasi olduğu kadar psikolojik bir yapıdır”
FETÖ’nün yalnızca bir siyasi yapılanma değil, aynı zamanda psikolojik bir yapı olarak da analiz edilmesi gerektiğini dile getiren Göka, bu tür ezoterik örgütlenmelerin toplumların kırılgan yapıları üzerinde nasıl etkiler yaratabileceğini örneklerle ortaya koydu. Konferansın sonunda, örgütle mücadelede psikolojik çözümlemelerin önemi vurgulandı ve benzeri yapılarla karşılaşmamak adına bireylerin zihinsel dayanıklılıklarının güçlendirilmesi gerektiği ifade edildi.