İsa Karakaş, köşe yazısında “Tamamlayıcı Emeklilikte Torba Kanun çıkmazı!” başlığı altında yaptığı değerlendirmede, TES’in ne 2025’in son çeyreğinde ne de 2026 yılında devreye giremeyeceğini öne sürdü.

Karakaş, “2023’te Resmî Gazete’de yayımlanan planda, Otomatik Katılım Sistemi (OKS) işveren katkısıyla ikinci basamak emekliliğe dönüşecekti. Ancak tarih önce 2024 sonbaharına, ardından 2025’in sonuna ertelendi. 31 Aralık 2025’e kadar yasal düzenleme çıkmazsa bir kez daha ertelenme gündeme gelebilir.” ifadelerini kullandı.

Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, devlet, işveren ve çalışanların ortak katkısıyla oluşturulacak bir fon sistemi olarak planlanıyor.

Bu sistemin temel hedefi, ülkedeki düşük tasarruf oranlarını artırmak, uzun vadeli yatırımlara kaynak sağlamak ve ekonomik istikrarı güçlendirmek olarak öne çıkıyor.

Ancak İsa Karakaş’a göre tablo sanıldığı kadar parlak değil. Gelişmiş ülkelerde emeklilik fonlarının trilyon dolar seviyelerinde olduğunu belirten Karakaş, Türkiye’deki düşük birikim oranlarına dikkat çekti:
"Çalışanların büyük çoğunluğu asgari ücretle geçiniyor. Açlık sınırının altında bir maaşla yaşayan işçilerden bir de yüzde 3 ek kesinti yapılması büyük tepkiye yol açar"

İşçi kesimi, mevcut prim yüküne yeni bir katkı payı eklenmesini büyük bir ekonomik baskı olarak görüyor.

Asgari ücretin açlık sınırının altında kalmasına rağmen TES için yapılacak yüzde 3’lük ek kesinti, çalışanlar tarafından “nefes aldırmayan bir yük” olarak değerlendiriliyor.

Birçok sendika temsilcisi, TES’e zorunlu katılımın kabul edilemez olduğunu belirterek “Bir kuruş bile fazla ödeyemeyiz” görüşünde birleşiyor.

TES yalnızca çalışanlardan değil, işverenlerden de tepki görüyor. Artan üretim maliyetleri, döviz kurları ve faiz oranlarıyla mücadele eden işverenler, yeni bir prim yükünü kaldıramayacaklarını dile getiriyor.

Karakaş, “SGK ve işsizlik primi toplamı yüzde 37,75 seviyesinde. Torba Kanun’la birlikte bu oran yüzde 38,75’e çıkacak. Üstelik işveren teşvikleri de düşürülüyor. Bu tablo, TES’in ek maliyetiyle birleşince istihdam üzerinde büyük bir baskı oluşturacak.” ifadelerini kullandı.

Hükûmet, TES’i uzun vadeli yatırımların finansmanı için “tasarruf can simidi” olarak görüyordu. Ancak işçi ve işverenlerin ortak tepkisi nedeniyle sistemin bir kez daha ertelenmesi gündemde.

Karakaş’a göre, “Ne işçi razı, ne işveren… Hükûmet de bu durumun farkında. Bu şartlarda TES’in 2025 sonu veya 2026’da yürürlüğe girmesi imkânsız görünüyor.”

Editör Hakkında