Gelecek Partisi’nden “siyasi zemin kalmadığı” gerekçesiyle istifa eden İstanbul Milletvekili Doğan Demir, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun, biri Alevi biri Kürt olsun” önerisini değerlendirdi. Demir, Bahçeli’nin bu çıkışını “Alevilerin taleplerinin karşılanması bakımından çok büyük ve tarihi bir adım” olarak nitelendirdi.
"ALEVİLERİN BEKLENTİSİ EŞİT YURTTAŞLIKTIR"
Bahçeli’nin samimiyetine inandığını vurgulayan Demir, şunları söyledi:
“Sayın Bahçeli’nin çağrısının ardından maalesef ülkemizde çokça kafatasçı ve Alevi düşmanı söylemlerle karşılaştık. Biz Aleviler hiçbir zaman ayrıcalık talep etmedik; liyakat ve eşit yurttaşlık bizim temel beklentimizdir. Bu açıklama, Alevilerin taleplerinin karşılanması bakımından çok büyük ve tarihi bir adımdır.”
"CUMHUR İTTİFAKI'NA GEÇMEK İÇİN İSTİFA ETMEDİM"
Gelecek Partisi’nden ayrıldıktan sonra AK Parti’ye katılacağı yönündeki iddiaları reddeden Demir, “Cumhur İttifakı’na ya da başka bir yapıya geçmek gibi bir planla partimden istifa etmedim. Benim hedefim bu ülkede demokrasi, eşitlik ve barış için mücadele eden bir siyaseti hayata geçirmek” dedi.
Demir, Gelecek Partisi’nden ayrılma gerekçesini ise şöyle açıkladı:
“Geldiğimiz noktada sürdürülebilir bir siyasi zemin kalmadı. Yaklaşık iki yıldır tüm uyarılarımıza rağmen ortak bir alan oluşturulamadı. Siyasi zemin, ortak değerler üzerine kurulur; ilke geri çekiliyor ve ilkesizlik öne çıkıyorsa orada durmanın bir anlamı yok.”
"ALEVİLERİN TALEPLERİ DEMOKRATİK BİR HAKTIR"
Alevi vatandaşların taleplerini bir “lütuf” olarak görmenin yanlış olduğuna dikkat çeken Demir, şunları söyledi:
“Alevi yurttaşlarımız bu ülkenin asli unsurlarıdır ve talepleri demokratik bir hakkın ifadesidir. Eğer Türkiye bir toplumsal mutabakat eşiğindeyse, bu mutabakatın içinde geçmişte görmezden gelinen Alevi yurttaşlarımızın haklarının mutlaka yer alması gerekir.”
Demir, Alevilerin taleplerini şu başlıklarla özetledi:
- Cemevlerinin resmî ibadethane statüsü kazanması,
- Zorunlu din derslerinin kaldırılması ya da eşit temsile dayalı bir müfredata dönüştürülmesi,
- Alevi köylerine cami yapılması dayatmasına son verilmesi,
- Devletin tüm inançlara eşit mesafede yaklaşması,
- Madımak’ın utanç müzesi olarak ilan edilmesi,
- Kamusal alanda temsiliyet eksikliğinin giderilmesi,
- Hacı Bektaş-ı Veli Dergahı’nın (Serçeşme) Alevilerin ibadetine açılması.
"BARIŞ ŞEFFAF VE YASAL ZEMİNDE İNŞA EDİLİR"
Çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Demir, barışın “toplumun gözünün içine baka baka” yapılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Önceki açılım süreçleri kişilere endekslenmiş ve şeffaflıktan uzak yönetildiği için sonuca ulaşamadı. Barış için yasal güvence, silahsızlanmayı içeren net bir yol haritası ve toplumun tüm kesimleriyle şeffaf diyalog şarttır. Hiçbir örgüt devlete şantaj yaparak barış kuramaz; ancak devlet de güven artırıcı adımlar atmadan süreci yönetemez.”
"EŞİT TEMSİL BÖLÜNME DEĞİL, BİRLEŞTİRİCİ GÜÇTÜR"
Bahçeli’nin önerisine tepki gösteren AK Partili Şamil Tayyar’a da yanıt veren Demir, “Kürt ya da Alevi kimliğiyle bir yurttaşın ülkenin yönetiminde yer alması Türkiye’yi bölmez, aksine birleştirir. Eşit yurttaşlığı ‘bölünme’ olarak gören bir anlayışla barışa varmak mümkün değildir” ifadelerini kullandı.