İstanbul'da başlayan kahve yolculuğu, Ankara'ya 1922 yılında İnce Mehmet’in oğlu Ahmet İncegül tarafından getirilmiş ve Ulus Karaoğlan çarşısında Ankara’nın ilk kuru kahvecisi açılmış. Bu gelenek, baba'dan oğula geçerek günümüze kadar ulaşmış ve Ankara'nın tarihine damga vuran mekanlardan biri haline gelmiştir.
ATATÜRK'ÜN KURUKAHVECİSİ
Atatürk'ün kendi içtiği kahveyi bu dükkandan aldığı biliniyor ve zamanla burası, Atatürk'ün kuru kahvecisi olarak ün kazanmış. Gül Kahve, bu unvanla anılmaktan büyük gurur duymaktadır.
Mekan, nostaljik atmosferiyle sizi eski zamanlara götürecek bir yerdir. Tarihi bir mekanda alışveriş yapmak, Ankara'nın geçmişine tanıklık etmek isteyenlere keyifli bir deneyim sunmaktadır.
Gül Kahve'nin köklü tarihine uzanan hikayesi, 1800'lü yıllara dayanmaktadır. Erzincanlı İnce Mehmet tarafından 1890 yılında İstanbul Kasımpaşa'da açılan Gül Kahve, üst katı ev, alt katı dükkan olan mülkünde hizmet vermeye başlamıştır. Bu dönemde kahveler, ocaklarda kavrulur, dibeklerde dövülür, eleklerde elenir ve müşterilere öyle sunulurdu.
KURUKAHVEYİ ANKARAYLA BULUŞTURDU
1922 yılında İnce Mehmet'in oğlu Ahmet İncegül, Ankara'nın Ulus Karaoğlan Çarşısı'nda Ankara'nın ilk kurukahveci dükkanını açarak geleneksel kahve keyfini başkentle buluşturmuştur. Ankara'nın başkent olmasıyla birlikte, Gül Kahve Cumhuriyet'in ilk yıllarında önemli devlet kurumlarına hizmet vermiş ve Atatürk'ün kuru kahvecisi olarak tanınmıştır.
4 NESİLDİR SÜREN GELENEK
Ahmet İncegül'den sonra gelen nesiller, yani yeğeni Nuri İncegül, oğlu Muzaffer Rıza İncegül ve torunu Ahmet Hamdi İncegül, ailenin kahve geleneğini sürdürerek Gül Kahve'nin günümüze kadar ulaşmasını sağlamışlardır. Günümüzde Ahmet Hamdi İncegül tarafından işletilen mekan, Ankara'nın tarih kokan dokusunu yaşatan ve geleneksel kahve keyfini sürdüren önemli bir simge haline gelmiştir. Bulunduğu tarihi konak, Gül Kahve'nin mirasıyla bütünleşmiş ve bu özel mekanın hikayesine tanıklık etmiştir.