Ünlü Türk Matematikçi Cahit Arf'ın kim olduğu ve biyografisi merak konusu oldu. İnternet arama motorlarında Cahit Arf kimdir? Cahit Arf tarafından kazanılan ödüller nelerdir? Cahit Arf matematiğe katkıları nelerdir? gibi soruların yanıtları arandı. Günümüzde kullandığımız 10 TL'lik banknotun arka tarafında Cahit Arf'in resmi vardır. Matematikte yaptığı özgün çalışmalarla tanınan Cahit Arf biyografisini sizler için derledik...

CAHİT ARF KİMDİR?

Cahit Arf, 24 Ekim 1910'da Selânik'te dünyaya geldi. İlkokulu o yıllarda sultani adı verilen liselerin ilk kısmında okudu. Daha beşinci sınıftayken tanıştığı genç bir öğretmen onun matematikle ilgilenmesini sağladı. Lisenin orta kısmına geldiğinde artık okul arkadaşlarının çözemediği matematik sorularını çözen Cahit Arf’ın bu yeteneği ailesi ve hocalarının ilgisini çekti ve Paris’teki St. Louis Lisesi'nde okumak üzere ailesi tarafından Fransa’ya gönderildi.

Üç yıllık lise tahsilini iki yılda bitirip Türkiye’ye geri dönen Cahit Arf o sıralarda Türk hükûmeti tarafından yükseköğrenim görmek üzere sınavla Avrupa’ya gönderilecek aday öğrenciler arasına alındı.

Yükseköğrenimini Fransa'da Ecole Normale Superieure'de 1932'de tamamladı. Bir süre Galatasaray Lisesi'nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde doçent adayı olarak çalıştı. Doktorasını yapmak için Almanya'ya gitti. 1938 yılında Göttingen Üniversitesi'nde doktorasını bitirdi.

Cahit Arf Türkiye'ye döndüğünde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde profesör ve ordinaryüs profesörlüğe yükseldi ve 1962 yılına kadar çalıştı. Daha sonra Robert Koleji'nde matematik dersleri vermeye başladı. 1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ilk bilim kurulu başkanı oldu.

Daha sonra gittiği Kaliforniya Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak görev yaptı. Türkiye'de yaşamak istemesi üzerine kendi isteğiyle 1967 yılında Türkiye'ye döndü.

Döndükten kısa bir süre sonra Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde göreve başladı. 1980 yılında emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonra TÜBİTAK'ın kurulmasında çok emeği geçti ve TÜBİTAK'a bağlı Gebze Araştırma Merkezi'nde görev aldı. 1983-1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği'nin başkanlığını yaptı.

Cahit Arf, 26 Aralık 1997 tarihinde ağır bir kalp hastalığı nedeni ile hayatını kaybetti.

CAHİT ARF TARAFINDAN KAZANILAN ÖDÜLLER

Cahit Arf, İnönü Armağanı'nı (1943) ve TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazandı (1974). Bu ödülü alırken yaptığı konuşmada 'Bilim insanının amacı anlamaktır' hemen ardından 'ama büyük harflerle anlamaktır' sözüyle kendine göre bilim insanını açıkladı. 

1980’de İTÜ ve KTÜ Onur Doktorası, 1981’de de ODTÜ Onur Doktorası’nı aldı. Genç yaşta Mainz Akademisi Muhabir Üyeliğine seçildi ve Türkiye Bilimler Akademisi Onur Üyesi oldu. Fransa'dan 4 Şubat 1994 tarihinde “Commandeur des Palmes Academique” ödülü aldı.

CAHİT ARF MATEMATİĞE KATKILARI 

Cahit Arf, cebir konusundaki çalışmalarıyla dünyaca ün kazandı. Sentetik geometri problemlerinin cetvel ve pergel yardımıyla çözülebilirliği konusunda yaptığı çalışmalar, cisimlerin kuadratik formlarının sınıflandırılmasında ortaya çıkan değişmezlere ilişkin Arf değişmezi ve Arf halkaları gibi literatürde adıyla anılan çalışmaların yanı sıra "Hasse-Arf Teoremi" adı ile anılan teoremi matematik bilimine kazandırdı. "Arf Sabiti'' ve ''Arf Kapanışları'' gibi terimleri buldu.

CAHİT ARF SÖZLERİ

Matematik zaten her zaman vardı. İnsanoğlu onu buldu.

Matematik esas olarak sabır olayıdır. Belleyerek değil keşfederek anlamak gerekir.

Ben matematiğe hayatımı adadım, karşılığında bana hayatımı geri verdi.

Gerçekten evrenin sırrını arıyorsanız, benim yaptığım gibi sayılara gelin. Sonsuzluk her şeyin cevabıdır. Sayı sonsuzdur.

Osmanlı Devleti fazla büyüktü ve gerideydi, Türkiye daha küçük ve ileride olacak.

Çocukluğumda benim için üç şey vardı. Matematik, tarih ve politika. Ama matematik zaten hepsini anlatan şeydi.

Bilim ve inanç iki ayrı unsurdur. Birleşirse devrim yapabilirsiniz.

Bilim ve inanç birbirinden farklı şeylerdir. İki ayrı unsurdur. Ama bilim ve inanç yan yana gelirse çok şey başarırlar. Bilim ve inancın birbirine ters düşmemesi gerekmektedir.

İşlerinizi başkalarına yaptırmayın. Çünkü kendi istedikleri gibi yaparlar.

İki kere iki nasıl dörtse, ben de o kadar akılcıyımdır.

İnsanoğlu bir gün sonsuza dek yaşamayı matematikle bulacaktır.

Elime Kur’an’ı aldığımda Allah’a, elime kalemi aldığımda kendime inanıyorum.

“Matematik de resim, müzik ve heykel gibi bir sanattır”

Bilim insanı adayı olan bu çocuklar hiçbir zaman kendilerine öğretilenleri sorgusuz sualsiz ezberlemezler ve doğruluğuna kayıtsız şartsız inanmazlar, çünkü biz bile öğrettiğimiz şeylerin doğruluğundan şüphe etmekteyiz.

Matematik ilahi düzenin içinde vardır ve insanın matematik yapması doğanın bu mükemmel ahengini gözlemlemekten ibarettir.

Matematik yaratıcının, doğanın içine bıraktığı ip uçlarıdır.

Matematik endüktif (tümevarımsal) bir bilimdir ve bu endüktif bilim sonsuz kümeler için geçerli.

Bu sonsuzlukları endüktif bir şekilde kavrıyoruz ve kavradığımız zaman da o sonsuzluğu hissediyoruz. Sınırsızlığı… Ve bu bize mutluluk veriyor çünkü ölümü unutuyoruz… Herkes ölümsüz olduğunu hissettiği alanda çalışmak ister. Ben de matematikte kendimi ölümsüz hissettim.

Muhabir: Haber Bülteni