8 Temmuz 2018'de Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde yaşanan tren kazasında, İstanbul Halkalı'ya gitmek üzere olan tren raydan çıkıp devrilmişti. Korkunç olayda, 7'si çocuk olmak üzere 25 kişi hayatını kaybederken, 219 kişi yaralanmıştı.

Sululan raporda, "TCDD Genel Müdürlüğü Ar-Ge Birimi, Merkez ve 1'inci Bölge Demiryolu Emniyet ve Risk Yönetimi Müdürlükleri ile altyapı ve sanat yapılarını yenilemeden sorumlu başkanlığı ve Yol ve Geçit Kontrol Memuru istihdam etmekle sorumlu başkanlığının asli kusurlu oldukları görüş ve kanaatine varılmıştır" ifadelerine yer verildi.

MAHKEME KARARLARI AÇIKLANDI

370 sayfadan oluşan gerekçeli kararda kullanılan ifadeler şöyle:

"Bütün delillerin birlikte incelenmesi neticesinde, her bir sanık yönünden kendi başlığı altında ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere, eldeki dava sanıkları bakımından manevi unsurun taksir (basit veya bilinçli hali) olduğu kanısına varılmıştır. Hal böyle iken her bir sanığın kişisel sorumluluğu, diğer sanıkların kusurlarından bağımsız olarak yalnızca kendi kusuru dikkate alınarak belirlenmiştir. Mahkememiz her bir sanığın cezai sorumluluğunu ayrı ayrı değerlendirmiş ve kusurlu olduğu sübuta eren sanıklar yönünden kanunun belirlediği alt ve üst sınırlar arasında uygun bir cezaya hükmetmiştir. Meydana gelen kaza bakımından herhangi bir kusuru bulunmadığı anlaşılan sanıklar yönünden ise beraat kararı verilmiştir. Dava konusu tren kazasına bağlı olarak 25 kişinin hayatını kaybettiği, 224 kişinin ise değişik seviyelerde yaralandığı tespit edilmiştir. Mahkememiz mahkumiyetlerine karar verdiği sanıklar yönünden temel cezayı belirlerken, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararında da belirtildiği üzere öncelikle failin taksirli kusurunun ve olayda meydana gelen zararlı neticenin ağırlığını dikkate almıştır. Bu kapsamda, faillerin tamamının 'asli kusurlu' bulunduğu ve olayda 25 kişinin hayatını kaybettiği, 219 kişinin değişik düzeylerde yaralandığı anlaşıldığından mahkum edilen sanıkların temel cezalarında, asgari 10 yıldan başlamak üzere teşdit uygulanmıştır. Hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasına hükmedilen sanıklar yönünden, bilinçli taksire sebebiyet veren etken sayısının birden fazla (üç veya dört) olduğu dikkate alınarak, Yargıtay 12'nci Ceza Dairesi'nin kararları doğrultusunda, ceza artırımında 1/2 oranı tatbik edilmiştir"

9 SANIK HÜKÜM GİYDİ, 4’Ü TUTUKLANDI

Davanın sonucunda, 9 sanık hüküm giydi. Alınan kararlar şöyle:

Nihat Aslan: Dönemin TCDD 1'inci Bölge Müdürü olan Aslan, 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Aslan'ın görevi sırasında dikkatsizlik ve ihmali nedeniyle kazanın oluşmasında sorumlu olduğuna hükmetti. Kararda, şu ifadeler kullanıldı:

"Sicil listesinde yan ve tali havzaya denk gelen yol kesiminde, 161+600 ila 161+850 km'ler arasında hattın solunun (güneyi) her sene yaz aylarında kontrolü ve açılması gerekir kaydının bulunduğunun belirtilmesine ek olarak sanığın 29.06.2018 tarihli turne raporuna kaza tarihinden önce vakıf olup gereği için ilgili birimlere göndermek suretiyle raporun içerdiği şiddetli ve lokal yağış ile demiryolu hasarına neden olma sonuçlarını öngördüğü ancak görevlerine karşı kayıtsızlık göstererek zararlı neticeyi kabullendiğine ilişkin dosya kapsamında her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve nesnel delil bulunmadığı, sanığın görev süresi içerisinde kazalı hat kesimine yakın yerlerde benzer nitelikte bir kaza olmamasına ve talihe güvenerek bilinçli taksirle hareket ettiği, Yargıtay 12'nci Ceza Dairesi'nin kararları da dikkate alınarak, 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi gereğince hakkında olası kast hükümlerinin tatbik edilmemesi gerektiği değerlendirilmiştir"

Mümin Karasu: Bölge Bakım Servis Müdürü olan Karasu, 17 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Karasu'yu hava durumunu takip etmemesi ve gerekli önlemleri almaması sebebiyle kusurlu buldu. Kararda kullanılan ifadeler şöyle:

"Hava durumunu düzenli takip etmediği, hattın özel kontrolünü (DB Müdürü ve bağlı birimleri tarafından) sağlamadığı, yazdığı yazı ve turne raporu dışında, HB El Kitabının Üstyapı Bölüm-6 (Hat Muayenesi) Ek-1 satır 65-72 (Olumsuz Hava Koşullarında Hattın Kontrol Edilmesi) gereği sorumlu tutulduğu özel hat kontrolünü 'düzenli ve bağlayıcı' bir prosedüre bağlamadığı, sanığın özel hat kontrolü planlamasını gerektiği biçimde yapmadığı hususunun anılan yazı ve raporun geri dönüş takibini yapmaması ve/veya bu husustaki sorumluluğun yardımcısı Nizamettin Aras ile tanık Yasin Baba'ya ait olduğunu ileri sürmesinden anlaşıldığı, 29.06.2018 tarihli turne raporunun da mevzuat gereği ifa edilen bir turne faaliyeti olup, alt birimlerden yanıt verilmeyen 30.05.2018 tarihli yazının denetimi anlamına gelmediği, sanığın böylelikle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı, meydana gelen kaza yönünden bilinçli taksirli ve asli kusurlu olarak sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Diğer fail veya faillerin yol bekçiliği ve MGM ile işbirliği konularındaki kusurlarının ise 5237 sayılı TCK madde 22/5 hükmü uyarınca sanık Mümin Karasu'nun kusurundan ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiği, yol bekçisi ve MGM ile işbirliği konularındaki eksikliklerin sanığın kusur durumunu bu yönden etkilemediği, sanığın daha önceki bir tarihte üst makamlara yol bekçisi talebinde bulunmasının da hattın özel kontrolü açısından kusurunu ortadan kaldırmadığı zira hattın özel kontrolü için yol bekçisinin varlığının şart olmadığı, yol bekçisinin yolun daimi nezareti bakımından elzem ve önemli olduğu kanısına varılmıştır" 

Turgut Kurt: Demir Yolu Bakım Müdürü olan Kurt, 16 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Kurt'un görevini ihmal etmesi ve kaza riskini önceden öngörmemesi nedeniyle suçlu olduğunu ortaya koydu. Kararda şu cümleler kullanıldı:

"Kendisine bilgi verilen personel olarak olay tarihinde kazalı hat kesimine yağdığı anlaşılan şiddetli yağmur sırasında, sonrasında hat üzerinde gerekli özel kontrolün planlamasını önceden yapmamak ve bilahare kontrolü yaptırmamak suretiyle tam ve asli olarak kusurlu bulunduğu kanısına varılmıştır. Sanığın olay tarihinde İstanbul'da bulunmasının anılan sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, kendisinin özel hat muayenesi planlamasını daha önce yaparak bağlı personelini hat kontrolüne yönlendirebileceği değerlendirilmiştir. Sanığın olay tarihinde meydana gelen yağışa ilişkin ihbar almadığı, kendisine bu yönde formel veya informel kanallardan bilgi gelmediği, olay tarihinde MGM ile işbirliği bulunmadığından MGM mesajının da gelmediği yönünde savunmalarda bulunulmuştur. Söz konusu savunmaların biçimsel olarak doğru olduğu, sanığa herhangi bir kanaldan kazalı hat kesiminde şiddetli yağış gerçekleştiği bilgisinin iletilmediği ancak olay tarihinden önce Mümin Karasu tarafından yazılan 30.05.2018 tarihli yazı ve 29.06.2018 tarihli turne raporunun kaza tarihinden önce Turgut Kurt'a tebliğ edildiği, anılan yazı ve rapor içeriğinde önümüzdeki günlerde şiddetli lokal yağışlar olabileceği ve bu tür yağışların hasara yol açtığı belirtilerek hava durumunun takip edilmesi, kritik havalarda nöbetçi bırakılması, olağanüstü hallerde yaya kontrollerinin artırılmasının istendiği, kontroller için sicilli yarma ve dolgular belirtilmekle beraber ikaz ve talimatın bununla sınırlı tutulmadığı, ilgili yazı ve turne raporunun sanık Turgut Kurt yönünden yazılı emir niteliğinde olduğu, sanık ve bir kısım tanık beyanından olay tarihinden sonra MGM işbirliği dışında telefon uygulamalarından hava durumunun hassas biçimde takip edilerek bayram tatillerinde nöbet uygulamasıyla turne icra edildiğinin hatta bu turnelerden bir tanesinde kazalı hat kesiminde şiddetli yağış sonrasında meydana gelen sellenmenin görüntülendiği, ayrıca kaza tarihinde olmamakla birlikte zaman zaman sosyal medya üzerinden hava ve yol durumunun takibine ilişkin DBS Müdürü tarafından DB Müdürlerine uyarılar yapıldığı anlaşılmıştır. Sanık Turgut Kurt'un kazalı hat kesiminde lokal ve şiddetli yağış olabileceğini ve yağışın demir yolu hattında hasara yol açabileceğini öngördüğü ancak daha önce mıntıkasında benzer nitelikte bir olay yaşanmamasına ve talihe güvenerek gerçekleşmeyeceği zannıyla hareket ederek hava durumunu takip etmediği, hattın özel kontrolünü (YBO Şefi, Yol Sürveyanı, HBO Memuru tarafından) sağlamadığı, böylelikle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı, meydana gelen kaza yönünden bilinçli taksirli ve asli kusurlu olarak sorumlu olduğu kabul edilmiştir."

Özkan Polat: Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi olan Polat, 13 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Polat'ın hava durumunu takip etmemesini ve gerekli kontrolleri yapmamasını kusur olarak değerlendirdi. Kararda kullanılan cümleler şu şekilde:

"Kazalı hat kesiminde lokal ve şiddetli yağış olabileceğini ve yağışın demiryolu hattında hasara yol açabileceğini öngördüğü ancak daha önce mıntıkasında benzer nitelikte bir olay yaşanmamasına ve talihe güvenerek gerçekleşmeyeceği zannıyla hareket ederek hava durumunu takip etmediği, hattın özel kontrolünü (Yol Sürveyanı, HBO Memuru ve/veya kendisi tarafından) sağlamadığı, böylelikle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı, meydana gelen kaza yönünden 'bilinçli taksirli ve asli kusurlu' olarak sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Diğer fail veya faillerin yol bekçiliği ve MGM ile işbirliği konularındaki kusurlarının 5237 sayılı TCK md. 22/5 hükmü uyarınca sanık Özkan Polat'ın kusurundan ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiği, yol bekçisi ve MGM ile işbirliği konularındaki eksikliklerin sanığın kusur durumunu bu yönden etkilemediği kanısına varılmıştır"

Levent Muammer Meriçli: Bölge Müdür Yardımcısı olan Meriçli, 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Meriçli'nin gerekli incelemeleri yapmamasını ve önlemleri almamasını kusur olarak değerlendirdi. Kararda şu değerlendirme yapıldı:

"Sanığın kazalı menfeze balast tutucu duvar yapılması önerisini içeren senelik umumi muayene raporları ile 2018 yıllık bakım (yatırım) programına esas teşkil eden mahal listesinin karşılaştırılmasını ve söz konusu imalatın bakım (yatırım) programına dahil edilmesini ve programın süresinde tamamlanarak ihaleye çıkılmasını sağlamamak, balast tutucu duvar imalatına ilişkin olarak yıllık bakım (yatırım) programından bağımsız olarak herhangi bir teklif veya öneride bulunmamak, bu konuda gerekli teknik ve idari incelemeyi yapmamak suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiği, sanığın eyleminin bu haliyle basit taksir kapsamında kaldığı sonucuna varılmış, kendisinin olay tarihi itibarıyla kazalı hat kesiminde meydana gelen şiddetli yağış ve altyapıda meydana gelen hasarı öngördüğüne ilişkin dosya kapsamında her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve nesnel delil bulunmadığından, 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi gereğince sanık hakkında olası kast veya bilinçli taksir hükümleri tatbik edilmemiştir"

Nizamettin Aras: Altyapıdan sorumlu olan Aras, 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Aras'ın teknik inceleme yapmamasını ve gerekli önlemleri almaması gerekçesiyle kendisini kusurlu buldu. Söz konusu mahkeme kararı şöyle:

"Sanığın kazalı menfeze balast tutucu duvar yapılması önerisini içeren senelik umumi muayene raporları ile 2018 yıllık bakım (yatırım) programına esas teşkil eden mahal listesinin karşılaştırılmasını ve söz konusu imalatın bakım (yatırım) programına dahil edilmesini sağlamamak, balast tutucu duvar imalatına ilişkin olarak yıllık bakım (yatırım) programından bağımsız olarak herhangi bir teklif veya öneride bulunmamak, bu konuda gerekli teknik ve idari incelemeyi yapmamak suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiği, sanığın eyleminin bu haliyle basit taksir kapsamında kaldığı sonucuna varılmış. Kendisinin olay tarihi itibarıyla kazalı hat kesiminde meydana gelen şiddetli yağış ve altyapıda meydana gelen hasarı öngördüğüne ilişkin dosya kapsamında her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve nesnel delil bulunmadığından, 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi gereğince sanık hakkında olası kast veya bilinçli taksir hükümleri tatbik edilmemiştir"

Tevfik Baran Önder: Yüksek mühendis olan Önder ise 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Önder'in dikkatsizlik ve özensizlikle görevini yerine getirmemesini kusur saydı. Kararda kullanılan ifadeler şu şekilde:

"Sanığın kazalı menfeze balast tutucu duvar yapılması önerisini içeren senelik umumi muayene raporları ile 2018 yıllık bakım (yatırım) programına esas teşkil eden mahal listesini karşılaştırmayıp söz konusu imalatın bakım (yatırım) programına dahil edilmesini sağlamamak, balast tutucu duvar imalâtına ilişkin olarak yıllık bakım (yatırım) programından bağımsız olarak herhangi bir teklif veya öneride bulunmamak, bu konuda gerekli teknik incelemeyi yapmamak suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiği, sanığın eyleminin bu hâliyle basit taksir kapsamında kaldığı sonucuna varılmış, kendisinin olay tarihi itibarıyla kazalı hat kesiminde meydan a gelen şiddetli yağış ve altyapıda meydana gelen hasarı öngördüğüne ilişkin dosya kapsamında her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve nesnel delil bulunmadığından, 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi gereğince sanık hakkında olası kast veya bilinçli taksir hükümleri tatbik edilmemiştir"

Deniz Parlak: Mühendis olarak görev yapan Deniz Parlak, 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Parlak’ın dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiğine hükmetti. Kararda, şu değerlendirmeler yapıldı:

"Sanığın kazalı menfezi balast tutucu duvar yapılması önerisini içeren senelik umumi muayene raporlarına itibar etmeyerek mahal listesine dâhil etmemek, balast tutucu duvar imalatına ilişkin olarak yıllık bakım (yatırım) programından bağımsız olarak herhangi bir teklif veya öneride bulunmamak ve ayrıca ek drenaj muayenelerinin zamanlamasını belirlememek suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlâl ettiği, sanığın eyleminin bu hâliyle basit taksir kapsamında kaldığı sonucuna varılmış, kendisinin olay tarihi itibarıyla kazalı hat kesiminde meydana gelen şiddetli yağış ve altyapıda meydana gelen hasarı öngördüğüne ilişkin dosya kapsamında her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve nesnel delil bulunmadığından, 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi gereğince sanık hakkında olası kast veya bilinçli taksir hükümleri tatbik edilmemiştir"

Kubilay Başkaya: Mühendis Kubilay Başkaya da 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Başkaya, dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle kusurlu sayıldı. Kararda, şu cümlelere yer verildi:

"Sanığın kazalı menfezi balast tutucu duvar yapılması önerisini içeren senelik umumi muayene raporlarına itibar etmeyerek mahal listesine dahil etmemek, balast tutucu duvar imalatına ilişkin olarak yıllık bakım (yatırım) programından bağımsız olarak herhangi bir teklif veya öneride bulunmamak ve ayrıca ek drenaj muayenelerinin zamanlamasını belirlememek suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiği, sanığın eyleminin bu haliyle basit taksir kapsamında kaldığı sonucuna varılmış. Kendisinin olay tarihi itibarıyla kazalı hat kesiminde meydana gelen şiddetli yağış ve altyapıda meydana gelen hasarı öngördüğüne ilişkin dosya kapsamında her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve nesnel delil bulunmadığından, 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi gereğince sanık hakkında olası kast veya bilinçli taksir hükümleri tatbik edilmemiştir"

Muhabir: Haber Bülteni