Gallant’ın kısa süre önce çevrim içi platformlardan biri olan Substack üzerinden kaleme aldığı açık mektup, doğrudan Hamaney’e hitaben yazılmış olsa da İran cephesinde bu mesajın daha geniş bir kitleyi hedeflediği görüşü hâkim. Hamaney’in ofisi tarafından yayımlanan “Bilişsel savaşta bir kurşun” başlıklı makalede, mektubun bireysel bir mesaj olmaktan çok organize bir operasyon ürünü olduğu vurgulandı. Metnin 1354 kelimeden ve 50 başlıktan oluştuğu belirtilerek bunun stratejik bir dil ve yapı ile kurgulandığı aktarıldı.

Son Sefer filmi gerçek hayat hikayesi mi? Son Sefer filmi konusu ne?
Son Sefer filmi gerçek hayat hikayesi mi? Son Sefer filmi konusu ne?
İçeriği Görüntüle

ÜSTÜNLÜK ÇABASI OLARAK YORUMLANDI

Makalede, Gallant’ın mektubunda kullandığı “göğün kartalı ve yerin aslanı” gibi ifadeler sert biçimde eleştirildi. Bu tür anlatımların İsrail’in gücünü psikolojik düzlemde olduğundan fazla göstermek için tasarlandığı ve gerçeği yansıtmadığı ifade edildi. Yazıya göre, bu tür söylemler İsrail’in bölgede bir üstünlük algısı oluşturma çabasının parçası.

"ASIL HEDEF HAMANEY DEĞİL"

İran makamlarına göre Gallant’ın mektubu her ne kadar doğrudan Hamaney’e hitap ediyor görünse de esasen İran’daki karar vericiler, halk ve bölgesel müttefiklere yönelik bir mesaj taşıyor. Makalede “30 yıldır siz benim projemsiniz” ifadesi özel olarak vurgulanırken, bu yaklaşımın doğrudan dini lideri değil, kamuoyunu şekillendirme amacı taşıdığına dikkat çekildi.

Hamaney’in ofisi, Gallant’ın mektubunu klasik bir “algı kaydırma tekniği” örneği olarak tanımlıyor. Yazıda, önce doğru ve belgelenmiş bilgiler sunularak okuyucunun güveninin kazanıldığı, ardından bu güven üzerinden manipüle edilmiş iddiaların yerleştirildiği kaydediliyor. Bu yöntemin, ikna psikolojisi açısından etkili ve incelikli bir strateji olduğunun da altı çiziliyor.

İSRAİL'İN İSTİHBARAT İDDİALARI DA HEDEFTE

Gallant’ın mektubunda İsrail’in İran üzerindeki istihbarat gücünü vurguladığı bölümler de İranlı yetkililerin tepkisini çekti. “İsrail her hareketi izliyor, kararları önceden biliyor” gibi iddiaların psikolojik üstünlük kurmaya yönelik olduğu, fakat gerçeği yansıtmadığı ifade edildi. Bu tür söylemlerin bilinçli şekilde İsrail’in zihinlerde mutlak kontrol sahibi bir ülke gibi yansıtılmasını amaçladığı belirtildi.

"ARTIK SİLAH DEĞİL ANLATI SAVAŞI SÜRÜYOR"

İran tarafı, Gallant’ın mektubunu yalnızca bir iletişim metni değil, aynı zamanda stratejik bir anlatı silahı olarak yorumluyor. Makalede, İsrail’in özellikle “Aksa Tufanı Operasyonu” ve İran’a yönelik son 12 günlük çatışmalarda aldığı yenilgilerin ardından artık fiziki değil bilişsel savaşa yöneldiği ifade ediliyor. Buna göre, savaş artık cephelerde değil; kamuoyunun zihninde, toplumsal algı üzerinde veriliyor.

GALLANT NE DEMİŞTİ?

Yoav Gallant, 3 Haziran’da İsrail’in İran’a yönelik gerçekleştirdiği operasyonda, İran’ın onlarca yılda inşa ettiği stratejik altyapının çökertildiğini öne sürmüştü. Substack’te yayımladığı mektubunda İran’ın nükleer ve askeri planlamalarının tamamına hâkim olduklarını iddia eden Gallant, “Ne inşa ettiğinizi görürüz, gördüğümüzü vururuz” ifadeleriyle sert bir üslup kullanmıştı. Ayrıca, “On yıllarınızı alan yapıları artık aylar içinde ortadan kaldırabiliriz” diyerek İsrail’in caydırıcılığını öne çıkarmıştı.

Kaynak: İHA