Günde 21 milyon varil petrol ve 306 milyon metreküp sıvılaştırılmış doğal gazın geçtiği Hürmüz Boğazı sadece Orta Doğu değil, dünya enerji arzı açısından hayati öneme sahip. Türkiye gibi enerji ithalatına büyük ölçüde bağımlı ülkeler içinse bu kriz senaryosu, petrol fiyatlarında sıçrama, döviz baskısı ve enflasyon artışı anlamına geliyor.
İRAN'DAN KRİTİK HAMLE: HÜRMÜZ BOĞAZI KAPANABİLİR
İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komisyonu Üyesi İsmail Kevseri, ABD’nin saldırılarına karşılık olarak Hürmüz Boğazı’nın kapatılması gerektiğini açıkladı. Ancak bu kararın son sözü, ülkenin dini lideri Ayetullah Ali Hamaney başkanlığındaki Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi’ne ait. Dünya ticaretinin yaklaşık %30’unu oluşturan petrol sevkiyatlarının geçtiği Hürmüz Boğazı’nın kapanması durumunda, küresel enerji piyasalarında sarsıcı etkiler bekleniyor.
TÜRKİYE İÇİN ÜÇ KATMANLI RİSK: ENERJİ, DÖVİZ, ENFLASYON
Türkiye, petrolde %92, doğal gazda ise %99 oranında dışa bağımlı. Bu nedenle, Hürmüz Boğazı’ndan yapılacak sevkiyatların aksaması, Türkiye’nin enerji faturasını ve dış ticaret açığını ciddi şekilde artırabilir. Enerji uzmanı Necdet Pamir, “Sadece İran’ın ihracatı değil, toplamda 21 milyon varillik bir hacim söz konusu. Böyle bir kesinti, fiyatları 100 doların çok üzerine çıkarabilir” uyarısında bulunuyor.
2022 yılında Brent petrolün varil fiyatı 101 dolarken Türkiye'nin enerji ithalat faturası 96,6 milyar dolara ulaşmıştı. 2023’te fiyat 82 dolara düşünce fatura da 69,1 milyar dolara geriledi. Bu örnek bile, petrol fiyatlarındaki her 1 dolarlık artışın ekonomiye milyarlarca dolarlık ek yük getirdiğini açıkça ortaya koyuyor.
PETROL FİYATI YÜKSELİRSE DOĞAL GAZ DA ARTACAK
Türkiye’nin birçok doğal gaz alım anlaşmasında, fiyat formüllerinin petrol fiyatlarına endeksli olduğu biliniyor. Yani petrol fiyatlarındaki yükseliş, doğrudan doğal gaz fiyatlarını da tetikliyor. Bununla birlikte enerji ithalatının büyük ölçüde dolar üzerinden gerçekleşmesi, TL’nin değer kaybıyla birleştiğinde çarpan etkisi yaratıyor. Sonuç: Artan üretim maliyetleri, zamlanan akaryakıt ve yükselen enflasyon.
PİYASALAR TEPKİ VERMEYE BAŞLADI: ALTIN VE DOLAR YÜKSELİŞTE
Jeopolitik tansiyonun artmasıyla birlikte piyasalar da harekete geçti. Pazartesi sabahı itibarıyla dolar/TL 39,74, euro/TL 45,81 seviyesine yükseldi. Gram altın ise 4 bin 337 TL’yi geçti. Brent petrol, İran tehdidiyle birlikte 80 doları test etti. Analistlere göre bu yükseliş dalgası, kriz derinleşirse uzun soluklu bir fırtınaya dönüşebilir.
İRAN’LA TİCARET DENGESİ SARSILABİLİR
2024 verilerine göre Türkiye, İran’a yaklaşık 3,2 milyar dolarlık ihracat, 2,5 milyar dolarlık ithalat yaparak toplam 5,7 milyar dolarlık bir ticaret hacmi oluşturdu. Türkiye’nin İran’a sattığı ürünlerin başında makine ekipmanları, plastik-kimya ve gıda ürünleri geliyor. İran’dan yapılan ithalatın ise büyük bölümünü doğal gaz ve petrokimya ürünleri oluşturuyor.
Hürmüz Boğazı’nın kapanması halinde, bu ticaret hacminin hem lojistik maliyetler açısından hem de enerji ithalatı güvenliği bakımından ciddi şekilde sarsılması bekleniyor.
TURİZM VE BÖLGESEL GÜVENLİK DE RİSK ALTINDA
İran-İsrail geriliminin derinleşmesi, Ortadoğu’dan Türkiye’ye yönelik turizm akışını da sekteye uğratabilir. Türkiye Otelciler Birliği, 2023’te Gazze çatışmaları sırasında bölge ülkelerinden gelen rezervasyonlarda ciddi düşüş yaşandığını açıklamıştı. Bu durumun tekrar etmesi, turizm gelirleri üzerinde ani dalgalanmalara neden olabilir.
Ayrıca, Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı üzerinden yapılan taşımacılığın sekteye uğraması durumunda Türk ihracatçılar için navlun süreleri ve maliyetlerde artış yaşanması da kaçınılmaz görünüyor.
TÜRKİYE ACİLEN ALTERNATİF SENARYOLARA HAZIRLANMALI
Jeopolitik risklerin arttığı bu dönemde, uzmanlar Türkiye’nin enerji arz güvenliğini sağlamak için daha fazla kaynak çeşitlendirmesi, yenilenebilir enerji yatırımlarına hız vermesi ve enerji verimliliği politikalarını güçlendirmesi gerektiğini vurguluyor. Çünkü Hürmüz Boğazı’nda yaşanacak bir kriz, sadece enerji fiyatlarını değil, Türkiye’nin ekonomik kırılganlığını da doğrudan etkileyebilir.