Obie ödüllü İsveçli yazar Jonas Hassen Khemiri, 2012 yılında kaleme aldığı oyununda Stockholm’de yaşanan bir terör saldırısının ardından göçmenlerin bir gecede değişen hayatlarını sahneye taşıyor. Oyun, ironik ve zaman zaman delicesine komik bir dille, şok edici sertlikte gerçekleri gözler önüne seriyor.
Khemiri, karakteri Amor üzerinden toplumsal “öteki” kavramını sorguluyor. Amor, aşırı durgunluğundan dolayı kendisini nitrojen olarak tanımlıyor ve yaşadığı yirmi dört saati paslı bir bıçak gibi kullanarak ötekileştirmenin tüm klişelerini yerle bir ediyor. Oyunda; kırık bir aşk hikayesi, kayıp bir baba, Kung-Fu Panda, bir matkap ucu ve buharlaşan kardeşler gibi sıra dışı ögelerle göçmen deneyimi sahneye taşınıyor.
GÖÇMEN, KİMLİK VE MİZAH ÜÇGENİ
Khemiri’nin oyunu, göçmen bir bireyin kendi kökleri, önyargılar ve toplumun beklentileri arasında nasıl birey olabildiğini sorguluyor. Kendine benzemeyen herkesin potansiyel bir tehdit olarak algılandığı caddelerde güvenli bir şekilde yürüyebilmek, oyun boyunca hem düşündürüyor hem de kahkaha attırıyor. Yazar, dünyaca ünlü tiyatrolarda defalarca sahnelenen oyununda, kimlik meselelerini bu kez bir bombanın gölgesinde mizahi bir dille ele alıyor.
Tiyatro Online, oyunu değerlendirirken, “Metnin en büyük başarısı, ‘öteki’ olma halini didaktik bir dilden uzak, gündelik hayatın içinden gelen bir mizahla ve samimiyetle işlemesi” ifadelerini kullanıyor.
ANKARA İZLEYİCİSİNE MESAJ
Khemiri’nin eşsiz mizahıyla sahneye taşınan oyun, izleyiciyi birey, toplum ve kimlik üçgeninde düşünmeye davet ediyor. Oyun başlamadan önce karakterin “Kardeşlerimi arıyorum ve diyorum ki; işte başlıyor. Hazır olun.” ifadeleri, tiyatro severleri sahneye davet ediyor.