Cumhurbaşkanı Tatar, 1963 yılında Kıbrıs Türklerinin yönetimden silah zoruyla uzaklaştırıldığını ve 1960 Ortaklık Cumhuriyeti’nin gasp edildiğini hatırlatarak, Hristodulidis’in “Türkiye davranışlarıyla kendini dışlıyor” ifadesini ise “kibirli, ikiyüzlü ve tarihi gerçeklerden tamamen kopuk” sözleriyle eleştirdi.
TÜRKİYE’NİN GÜCÜ VURGULANDI
Tatar, “Türkiye, Doğu Akdeniz’in en güçlü devletidir. Kimse Türkiye’yi dışlayamaz, kimse Kıbrıs Türk halkının iradesini yok sayamaz” ifadelerini kullanarak, Dışişleri Bakanı Fidan’ın açıklamalarını Türkiye’nin sabrını ve kararlılığını ortaya koyan yerinde bir uyarı olarak gördüğünü belirtti. Bölgedeki dışlayıcı ittifakları ise “Rum-Yunan-İsrail ekseninin çıkar oyunları” olarak nitelendirdi. Tatar, “Bizi istememelerinin en önemli nedeni, bu oyunu bozuyor olmamızdır” dedi.
RUM YÖNETİMİNİN SİLAHLANMASINA TEPKİ
Tatar, Rum tarafının son yıllarda hızla artan silahlanma faaliyetlerine dikkati çekerek, “GKRY, uluslararası hukuk ve barış çağrıları yaparken milyarlarca dolarlık silah alımlarıyla adayı tekrar çatışma alanına çevirmektedir” ifadelerini kullandı. Tatar, Kıbrıs Türk halkının bu tehditlere asla boyun eğmeyeceğini belirterek, Rumların silahlanmasının yalnızca kendilerine zarar vereceğini vurguladı.
SİLAHLANMA YATIRIMLARI VE STRATEJİK HEDEFLER
Tatar, 2020-2025 yılları arasında Rum yönetiminin savunma ve silahlanmaya 3,5 milyar dolardan fazla kaynak ayırdığını, savunma bütçesini 444 milyon eurodan 588 milyon euroya çıkardığını ifade etti. Bu adımları, saldırgan bir stratejinin göstergesi olarak nitelendiren Tatar, GKRY’nin Almanya, İsrail, Fransa, Sırbistan, ABD ve AB’den silah sistemleri temin ettiğini açıkladı. Ayrıca, Mari’deki Florakis Deniz Üssü ve Baf’taki Andreas Papandreu Hava Üssü’nün ABD, Fransız ve İsrail güçlerine de açık hale getirildiğini kaydetti. Tatar, Rum yönetiminin barış mesajları verirken eş zamanlı olarak milyarlarca dolarlık silah almasının ikiyüzlülük olduğunu vurguladı.
"KIBRIS TÜRK HALKININ İRADESİ GÜÇLÜDÜR"
Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Türk halkının güvenliği konusunda taviz vermeyeceklerini belirterek, “Kıbrıs Türk halkının iradesi, en gelişmiş silah sistemlerinden daha güçlüdür” dedi. 1960’larda ve 1974 öncesi yaşananları hatırlatan Tatar, aynı zihniyetin farklı maskelerle yeniden ortaya çıktığını, ancak Kıbrıs Türk halkının varlığını sürdürmeye devam edeceğini ifade etti.
TÜRKİYE’NİN GARANTÖRLÜĞÜ ÖNEMİNİ KORUYOR
Tatar, Kıbrıs Türk halkının güvenliğinin teminatının Türkiye’nin garantörlüğü ve KKTC’nin egemenliği olduğunu vurguladı ve ne silahların, ne tehditlerin ne de diplomatik oyunların bu gerçeği değiştiremeyeceğini söyledi.
ÇÖZÜM, EŞİTLİK TEMELİNDE OLMALI
Cumhurbaşkanı, barışın ancak karşılıklı saygı ve eşitlik temelinde mümkün olabileceğini belirterek, müzakerelerin silahların gölgesinde değil, halkların özgür iradesiyle yürütülmesi gerektiğini kaydetti. Tatar, Rum yönetimine gerçekten çözüm isteniyorsa silahlanma sevdasından ve adayı yabancı güçlerin oyun sahasına çevirmekten vazgeçmesi çağrısında bulundu.
TÜRKİYESİZ DENKLEM KURULAMAZ
Tatar, Kıbrıs Türkü’nün dışlanamayacağını ve Türkiye’siz hiçbir bölgesel denklemin kurulamayacağını vurgulayarak, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’deki varlığı, bölgedeki barışın, güvenliğin ve hakkaniyetin teminatıdır. Biz Türkiye ile omuz omuza aynı hedef için yürüyoruz; egemen eşitlik ve uluslararası statümüzün teyit edilmesi” dedi.