“Toprağımızı, Ormanlarımızı Talan Ettirmeyeceğiz!”
Anadolu’nun verimli topraklarını, tarım alanlarını, meralarını ve su kaynaklarını sermayeye açacağı öne sürülen ‘süper izinli maden yasası’ Meclis gündemine gelirken, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen köylüler ile Tüm Köy Sen (TÜM KÖY SEN) yöneticileri Ankara’da seslerini duyurmak için eylem yaptı.
Yaklaşık 14 gündür Cemal Süreya Parkı’nda nöbet tutan köylüler, yasa teklifinin Meclis’e sunulması üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dikmen Kapısı önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya TÜM KÖY SEN Genel Başkanı Şuayyip Çetin, Genel Sekreter Sadık Turan, MYK üyeleri Mehmet Eker, Lokman Işık, Polatlı Şube Başkanı Aykut Güney, CHP milletvekilleri Orhan Sarıbal ve Hasan Öztürkmen, DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan ve EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca da katıldı.
“Torba yasa şirketlerin çıkarına hizmet ediyor”
Basın açıklamasında konuşan TÜM KÖY SEN Genel Başkanı Şuayyip Çetin, Meclis gündemine alınan yasa teklifinin kamuoyuna “yenilenebilir enerji” süsüyle sunulduğunu ancak gerçekte kömürlü termik santrallerin desteklendiği ve sermaye gruplarına yeni imtiyazlar sağlandığını belirtti.
“Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, bugün bir kez daha Meclis’e getiriliyor,” şeklinde konuşan Çetin, teklifin arka planında maden ve enerji şirketlerinin çıkarlarını korumaya yönelik düzenlemeler bulunduğuna dikkat çekti.
“Yasa gerekçesi, yeşil dönüşüm, yenilenebilir enerji gibi süslü ifadelerle sunulsa da kömürlü termik santrallerin 'sürekli ve güvenilir enerji kaynağı' olduğu öne çıkarılıyor. Maden ve enerji şirketleri karlarına kar katsın diye yasa hazırladık diyemiyorlar. Onun yerine, 'kömür her zaman çalışır' diyerek bu düzenlemeyi haklı göstermeye çalışıyorlar,” ifadelerine yer verdi.
“ÇED raporları etkisiz hale getiriliyor”
Yasa teklifinin, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerini fiilen ortadan kaldıracak maddeler içerdiğini söyleyen Çetin, çevresel denetimlerin etkisizleştirilmesinin önünü açan düzenlemelere dikkat çekti.
“Torba yasa ile maden arama ve işletme faaliyetlerinde izin sürelerinin daha ‘makul’ hale getirileceği, yatırımcıların ‘kazanılmış haklarının korunacağı’, maden faaliyetlerinin teşvik edileceği öne sürülüyor. Ama asıl hedef, halkın itiraz yollarını kapatmak,” dedi.
“ÇED raporuna yanıt verilmezse izin verilmiş sayılacak. Bu, artık devletin değil, şirketlerin karar vereceği bir süreç anlamına gelir. Stratejik madenler için oluşturulacak Cumhurbaşkanlığı kurulu, halkın mahkemeye yaptığı itirazları geçersiz kılacak. Mahkemeler, halk için değil şirketler için çalışacak,” şeklinde konuştu.
“Ormanlar MAPEG’e devrediliyor, yaylalar şirketlere açılıyor”
Yasanın, sadece tarım alanlarını değil ormanları, meraları ve yaylaları da şirketlerin kullanımına açtığını vurgulayan Şuayyip Çetin, düzenlemenin ormanları korumak yerine Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) devretmeyi hedeflediğini söyledi.
“Ormanlık alanların MAPEG’e devredilmesi planlanıyor. Görevi maden ve petrol olan bir müdürlüğün ormanı koruyacağına kim inanır? Bu yasa, maden şirketlerinin önünü açma, engel olan her şeyi yok sayma yasasıdır,” diyerek tepkisini dile getirdi.
“Zeytin yasasını geçiremedikleri için şimdi torba yasayla dolanıyorlar. Bu düzenleme, zeytinliklerden tarım alanlarına, yaylalardan ormanlara kadar her şeyi şirketlerin hizmetine sunan bir talan yasasıdır,” ifadelerine yer verdi.
“Köylüler olarak üretimden, topraktan vazgeçmeyeceğiz”
TBMM önünde konuşan köylülerden Esra Işık, 14 gündür sürdürdükleri nöbeti hatırlatarak, yetkililere “Bizim sesimizi duymuyorsunuz” diyerek sitemde bulundu.
“Gece gündüz, sıcak soğuk demeden Cemal Süreya Parkı’nda nöbetteyiz. Gidecek bir yurdumuz kalmayacak diye buradayız. Evde gebe ineğimizi, ailemizi bıraktık ama siz bizi ne gördünüz ne duydunuz. Bugün Meclis’te görüşeceğiniz yasa bizim ölüm fermanımızdır. Hayatlarımızı elimizden almanıza izin vermeyeceğiz,” şeklinde konuştu.
“Bu yasa geçerse biz yok oluruz, üretim biter, toprak biter, yaşam yok olur. ‘Ölmek var, dönmek yok’ dedik. Dönmüyoruz,” diyerek kararlılıklarını vurguladı.
“Meclis halkın iradesine ihanet etmesin”
Köylülerden Ayişe Günay ise yaptığı açıklamada, yasaya karşı mücadelelerinin süreceğini belirterek, milletvekillerine seslendi:
“Biz bu yasayı Meclisten geçirtmeyeceğiz. Atatürk’ün kurduğu Meclis’ten, milletin efendisi olan köylünün temsilcilerinden bu yasayı geçirmelerine asla izin vermeyeceğiz. Toprağımıza, yaşam hakkımıza el koyamazsınız,” ifadelerine yer verdi.
“Vicdanımızda sadece toprak, ağaç, vatan var”
Eyleme katılan bir diğer köylü Nejla Işık ise, direnişin amacını şu sözlerle özetledi:
“Son sözü söylemeye geldik. Bu yolda ölmek var dedik, dönmek yok. Zeytinimiz, toprağımız, köyümüz elimizden alınıyor. Bu yasayı geçirmek isteyen vekillere sesleniyoruz: Bizim vicdanımızda sadece zeytin, ağaç, köy, orman ve vatan var. Bu uğurda ölmüşüz, ne ki…”
“Milletvekillerine çağrı: Halkın değil, sermayenin yasası”
TÜM KÖY SEN Genel Başkanı Şuayyip Çetin, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Milletvekillerine sesleniyoruz: Oyunuzu köylüden alıp, yemi bizden yiyip, yumurtayı maden tekellerinin kasasına bırakmayın. Bu yasa halkın değil, sermayenin yasasıdır. Tüm milletvekillerini bu talan yasasına karşı çıkmaya çağırıyoruz.”