Minik Leyla, 15 Haziran 2018 tarihinde Ağrı'nın Bezirhane köyünde kaybolmuştu. Tüm Türkiye'nin günlerce seferber olduğu arama çalışmalarının ardından, 18 gün sonra, küçük kızın cansız bedeni köy yakınlarındaki bir dere kenarında bulunmuştu. Olay, kamuoyunda büyük infial yaratmış ve uzun süre gündemde kalmıştı.
7 SANIK 2021’DE BERAAT ETMİŞTİ
Olayın ardından yürütülen soruşturma kapsamında Ayşe A., Besim D., Hatun D., Mehmet Ali A., Musa A., Yıldırım A. ve Yusuf A. hakkında "nitelikli kasten öldürme" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Ancak 2021 yılında mahkeme, sanıklar hakkında delil yetersizliği gerekçesiyle beraat kararı vermişti.
İSTİNAF MAHKEMESİ ONAMIŞTI
Sanıkların beraat kararına, olayda hayatını kaybeden Leyla Aydemir’in ailesi ile Cumhuriyet savcısı itirazda bulunarak istinaf yoluna başvurdu. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, yapılan itirazları reddederek yerel mahkemenin beraat kararını onamıştı.
YARGITAY: EKSİK İNCELEME YAPILDI
Ancak dosya, temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne taşındı. Yargıtay yaptığı inceleme sonucunda, kararın eksik araştırma nedeniyle hukuka aykırı olduğunu belirtti.
Kararda, şu hususlara dikkat çekildi:
Olayın yaşandığı günlerde sosyal medyada yapılan bazı paylaşımların kim tarafından yapıldığının araştırılmadığı,
Dosyada yer alan bir CD kaydında bulunan kişilerin kimliklerinin tespit edilmediği ve ifadelerinin alınmadığı,
Tüm bu eksikliklerin giderilmeden sanıklar hakkında beraat kararı verilmesinin yargılamanın tam ve sağlıklı yürütülmediğini gösterdiği ifade edildi.
DOSYA YENİDEN AĞRI’YA GÖNDERİLDİ
Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda, Leyla Aydemir davası yeniden yargılama yapılmak üzere Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkemenin, Yargıtay’ın belirttiği eksiklikleri gidererek yeniden delil toplayacağı ve tanıkları dinleyeceği öğrenildi.
AİLE ADALET BEKLİYOR
Leyla Aydemir’in ailesi, yıllardır adalet arayışını sürdürüyor. Yargıtay’ın bozma kararı, dosyada yeni gelişmelerin önünü açarken, kamuoyunda da “gerçek sorumluların ortaya çıkarılması” yönünde umutları yeniden canlandırdı.