İlçede görevli üst düzey jandarma personelinin uyuşturucu baronlarıyla iş birliği yaparak operasyonları engelledikleri öne sürüldü. Aralarında İlçe Jandarma Komutanları Binbaşı C.S., Yüzbaşı S.O. ve Astsubay H.U.’nun da bulunduğu toplam 24 sanık hakkında dava açıldı. Sanıklar için 20 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
RÜŞVET VE PARA TRAFİĞİ İDDİALARI
İddianamede en dikkat çekici noktalardan biri, sanıklara yöneltilen rüşvet suçlamaları oldu. Belgelerde, Binbaşı C.S.’nin uyuşturucu baronu olduğu öne sürülen Ş.A.’dan 1 milyon dolar, köylülerden ise 3 milyon lira aldığı iddia edildi. Tanık ifadelerine göre Ş.A.’nın köylülere “Çağlar’ın sözü benim sözüm” diyerek güvence verdiği, ödemelerin çoğu kez kafelerde elden yapıldığı kaydedildi. Ayrıca Yüzbaşı S.O.’nun, uyuşturucu ekili tarlalara yönelik “Tarla varsa kafanızı çevirin” talimatını verdiği tapelere yansıdı.
ANKARA’DA GİZLİ GÖRÜŞMELER
Dosyada yer alan teknik takip kayıtlarına göre sanıkların sadece Lice’de değil, Ankara’da da baronlarla gizli görüşmeler yaptığı belirlendi. Para transferlerinin ise doğrudan nakit yerine kuyumcular aracılığıyla gerçekleştirildiği, bu yolla on binlerce doların el değiştirdiği tespit edildi. Hasat sonrası yapılan ödemelerin 65 bin dolara ulaştığı, ayrıca baronlardan A.K.’nın jandarma birimlerine kayıtsız giriş-çıkış yaptığı aktarıldı.
KİLİT TANIK SUİKAST SONRASI ÖLDÜ
Soruşturmanın seyrini değiştirebilecek kilit tanıklardan biri olan eski köy korucusu Yüksel Bayrak (51), iddianamenin kabulünden yalnızca 5 gün sonra silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Ensesine tek kurşun sıkılarak öldürülen Bayrak’ın, çete yapılanmasına dair kritik bilgiler sunduğu belirtiliyordu. Cinayeti işlediği belirlenen 15 yaşındaki H.B. ise ifadesinde “Halama kötü davrandığı için öldürdüm” sözleriyle savunma yaptı.
ÇETE MİLYONLAR KAZANDI
Hazırlanan iddianamede, Binbaşı C.S.’nin liderlik ettiği ileri sürülen çetenin en az 12 farklı olayda milyonlarca lira haksız kazanç sağladığı yer aldı. Ayrıca operasyon planlarının baronlara sızdırıldığı, askeri bilgilerin paylaşılmasıyla sevkiyatların güvence altına alındığı öne sürüldü.
