Gazeteci Fatih Altaylı, YouTube üzerinden yayınladığı programda yaptığı açıklamalar nedeniyle “Cumhurbaşkanına tehdit” suçlamasıyla gözaltına alındı. Gözaltına alınmasının ardından mahkeme kararıyla tutuklanan Altaylı, ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.

ÇIKARILDIĞI MAHKEMECE TUTUKLANDI

Altaylı, söz konusu ifadeleri programında dile getirmiş; ardından akşam saatlerinde gözaltına alınmıştı. Gözaltı sürecinin ardından bugün çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, kamuoyunda özellikle basın ve ifade özgürlüğü bağlamında yankı buldu.

BAŞKAN YAVAŞ TEPKİ GÖSTERDİ

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada tutuklamaya açık bir dille karşı çıktı. Yavaş’ın açıklaması şu ifadelerle başladı:

ABD’den Hürmüz Boğazı açıklaması!
ABD’den Hürmüz Boğazı açıklaması!
İçeriği Görüntüle

“İfade suçu iddiasıyla tutuklama, ancak kaçma şüphesi, delilleri yok etme ihtimali veya yeni suç işleme tehlikesi varsa uygulanabilir.”

Yavaş, açıklamasının devamında ise şu değerlendirmede bulundu:

“Oysa ortada ne suç unsuru ne de tutuklamayı gerektirecek bir durum vardır. Tutuklama, bir ceza değil, istisnai bir tedbirdir. Anayasamızın 26. maddesi ve AİHM içtihatları, ifade özgürlüğünü açık şekilde koruma altına alır. Hukuk; düşünceye, kişiye ya da iktidara göre değil, evrensel normlara göre işlemelidir.”

ÜLKE GÜNDEMİNDE TARTIŞMAYA YOL AÇTI

Fatih Altaylı’nın tutuklanması, sadece Mansur Yavaş değil, birçok gazeteci, siyasetçi ve hukukçu tarafından da ifade özgürlüğü ihlali olarak değerlendirildi. Bu durum, Türkiye’de basın mensuplarına yönelik hukuki süreçlerin siyasi baskı aracı haline gelip gelmediği yönündeki tartışmaları da yeniden gündeme taşıdı.

Kaynak: Haber Merkezi