Depremin ardından "Başka fay hatlarını etkiler mi?" sorusu gündeme gelirken, Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Okan Tüysüz, önemli değerlendirmelerde bulundu.
DEPREM EGE'DE PANİK YARATTI
3 Haziran'ı 4 Haziran'a bağlayan gece saatlerinde, Marmaris açıklarında AFAD verilerine göre 5,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Sarsıntı, yalnızca Muğla ile sınırlı kalmadı; İzmir, Aydın, Denizli ve Antalya gibi çevre illerde de şiddetli şekilde hissedildi. Bölge halkı korkuyla sokaklara döküldü.
14 YAŞINDAKİ AFRANUR GÜNLÜ HAYATINI KAYBETTİ
Deprem sonrası oluşan korku atmosferinde, 14 yaşındaki Afranur Günlü, panik atak geçirerek hayatını kaybetti. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, 69 kişinin ise çeşitli şekillerde yaralandığı belirtildi.
"DEPREM RODOS-FETHİYE FAY HATTINDA GERÇEKLEŞTİ"
Depremin etkileri ve jeolojik konumuna ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Okan Tüysüz, sarsıntının Rodos ile Fethiye arasında uzanan fay hattı üzerinde meydana geldiğini belirtti. Tüysüz, bu hattın sismik olarak aktif bir bölge olduğunu ve bölgede 5 büyüklüğüne ulaşabilecek artçı sarsıntıların yaşanmasının normal olduğunu ifade etti.
"DERİN OLDUĞU İÇİN YÜZEYDE BÜYÜK HASAR OLUŞMADI"
Depremin yıkıcı etkisinin sınırlı kalmasının nedenine de değinen Tüysüz, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu hat üzerinde meydana gelen derin bir deprem. Bu derin depremler çok geniş bir alanda hissedilmelerine rağmen yüzeye olan mesafeleri nedeniyle çok geniş bir hasara neden olmuyorlar. Bu deprem de ciddi bir hasar vermeyeceğini düşünüyorum. Özellikle çok eski binalarda hasar vardır. 5'e varan artçıların olması mümkün."
İZMİR İÇİN ENDİŞE VAR MI?
2020 yılında 6.6 büyüklüğündeki depremin yıkım yaşattığı İzmir'de vatandaşlar tekrar tedirgin oldu. Tüysüz, İzmir’de hissedilen bu sarsıntının normal olduğunu, ancak bölgedeki büyük fayları tetikleyebilecek ölçekte bir enerji boşalması olmadığını vurguladı:
"Bu tür depremler, bölge genelinde hissedilebilir ancak İzmir gibi uzak şehirlerde büyük bir depremi tetiklemesi beklenmez."
Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığı gerçeğini hatırlatan uzmanlar, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde sık sık meydana gelen sarsıntılara karşı yapı denetimlerinin güçlendirilmesi ve vatandaşların bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Tüysüz de bu noktada binaların dayanıklılığı ve hazırlıklı olunması gerektiğine dikkat çekiyor.