Bir sosyal medya kullanıcısı, paylaşımı şöyle yorumladı:
“Komplo teorisi olarak görebilirsiniz, sıkıntı yok. Klavya’ya değil Kalev’e bakın. İbranice’de ‘köpek’ ama aynı zamanda ‘sadık’ anlamına gelir. Musa’nın Kenan ve Hitit diyarına gönderdiği 12 casustan biridir Kalev. Diğeri de Yeşu. O da İstanbul’da bir tepeye adını vermiştir: Yuşa Tepesi. Sadık casuslarına mesaj olabilir mi?”
Bu yorum, Netanyahu’nun kullandığı “Klavya” ifadesinin tesadüf olmadığını iddia ediyor. Bu bakışa göre, söz konusu paylaşım tarihi, dini ve sembolik göndermelerle yüklü bir alt metin içeriyor olabilir. Peki bu mesaj gerçekten sadece iç politikaya yönelik bir motivasyon çağrısı mı, yoksa geçmişe ve geleceğe yönelik daha derin bir stratejinin sinyali mi?
Bazı sorular akıllarda yer etti:
-
“Klavya” ifadesi gerçek bir halka mı yoksa sembolik bir yapıya mı gönderme?
-
“Kalev” üzerinden verilen mesaj, sadık takipçilere ya da gizli görevlilere bir çağrı olabilir mi?
-
Bu mesajın arka planında jeopolitik ya da dini bir motivasyon yatıyor olabilir mi?
-
Kenan ve Hitit coğrafyasının vurgulanması, bölgeye dair tarihsel bir hak iddiasının parçası mı?
İsrail siyaseti ve tarihsel semboller üzerine çalışan uzmanlar, bu tür ifadelerin sadece sözde değil, diplomatik ya da güvenlik stratejilerinde bile karşılık bulabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle sosyal medyanın modern diplomaside bir araç haline geldiği çağımızda, bu tür sembolik söylemler artık daha fazla ciddiyetle analiz ediliyor.