OECD'nin yayımladığı son çalışma süreleri raporu, Türkiye’nin çalışma hayatındaki zorlukları bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye'de tam zamanlı çalışanların haftalık ortalama mesai süresi 45,7 saat olarak ölçüldü. Bu süre, 47,6 saatlik mesai ortalaması ile ilk sırada yer alan Kolombiya'nın ardından ikinci sıraya yerleşti.
Türkiye’nin hemen ardından gelen ülkeler arasında Meksika (45 saat), Kosta Rika (44,6 saat) ve Şili (42,6 saat) yer alıyor. OECD üyesi ülkelerde ortalama çalışma süresi ise 37 saat seviyesinde. Hollanda, haftalık ortalama 30,5 saatle listenin en altında yer alarak en kısa süre çalışan ülke konumunda.
60 SAATİN ÜZERİNDE ÇALIŞANLARIN ORANI TÜRKİYE'DE
OECD’nin 2022 yılı verilerine göre, haftalık 60 saatin üzerinde çalışanların toplam çalışanlar içindeki oranı Türkiye’de %15,1’e ulaştı. Bu oran, Türkiye’yi bu kategoride zirveye taşıdı. İkinci sırada %14,2 ile Kolombiya yer alırken, OECD genelinde bu oranın ortalaması yalnızca %4,4.
Bu rakamlar, Türkiye’de uzun mesainin yalnızca istisnai değil, yaygın bir uygulama haline geldiğini ortaya koyuyor. Özellikle düşük gelirli sektörlerde ve kayıt dışı istihdamın yoğun olduğu alanlarda çalışanlar için 60 saatin üzerindeki haftalık çalışma saatleri adeta bir norm haline gelmiş durumda.
YASAL ÇALIŞMA SÜRESİ GERÇEKLİK ARASINDA FARK
Türkiye’de yasal olarak haftalık azami çalışma süresi 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre 45 saat olarak belirlenmiş durumda. Ancak uygulamada, birçok sektörde bu sınırın aşıldığı görülüyor. Özellikle hizmet, inşaat ve sanayi gibi sektörlerde fazla mesai yaygın.
Ayrıca farklı iş kolları için yasal mesai süreleri değişkenlik gösteriyor:
-
Devlet memurları, 657 sayılı yasa kapsamında haftada 40 saat çalışıyor.
-
Basın çalışanları için bu süre 48 saat olarak düzenlenmiş durumda (5953 Sayılı Kanun).
-
Deniz işçileri de benzer şekilde haftalık 48 saate kadar çalışabiliyor.
-
Yer altı maden işçileri için ise haftalık yasal süre 37,5 saatle sınırlandırılmış.
Ancak bu yasal çerçeveye rağmen, pratikte birçok çalışan fazla mesaiye zorunlu olarak katlanmak zorunda kalıyor. Üstelik fazla mesainin büyük bir kısmı kayıt dışı yürütülüyor ve çalışanlar hak ettikleri ek ödemeleri de alamıyor.
VERİMLİLİK ARTMIYOR
Çalışma saatlerinin uzun olması, daha fazla iş üretileceği anlamına gelmiyor. Uzmanlar, uzun çalışma sürelerinin fiziksel ve psikolojik sağlığı olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor. Aynı zamanda, verimlilikte ciddi bir düşüşe ve yaşam kalitesinde bozulmalara neden olduğu vurgulanıyor.
OECD raporlarında da, kısa ve dengeli çalışma sürelerinin hem çalışan memnuniyetini hem de üretkenliği artırdığına dair net veriler bulunuyor. Aşırı mesai, uzun vadede iş gücü piyasasında verimlilikten çok yıpranmaya ve motivasyon kaybına yol açıyor.
AVRUPA ÖRNEĞİ: DAHA AZ ÇALIŞ, DAHA VERİMLİ OL
OECD’nin verileri, Hollanda, Danimarka, Almanya ve Norveç gibi ülkelerin daha az saat çalışmasına rağmen daha yüksek verimlilik elde ettiğini gösteriyor. Bu ülkelerde ortalama haftalık çalışma süresi 30 ila 35 saat arasında değişirken, kişi başına düşen verimlilik oranları Türkiye'nin çok üzerinde.
Uzmanlara göre, Türkiye’deki uzun mesai süreleri sadece kültürel veya bireysel tercihlerle açıklanamaz. Düşük ücretler, iş güvencesizliği, kayıt dışı istihdam ve denetimsiz fazla mesailer, bu durumu yapısal bir sorun haline getiriyor.