Tarihi hat, modern çağın koşullarına uygun şekilde dönüştürülerek bölgesel ticaret koridoruna dönüştürülmek isteniyor.
ÜÇ ÜLKE BİR ARAYA GELDİ
11 Eylül’de Ürdün’ün başkenti Amman’da Türkiye, Suriye ve Ürdün heyetlerinin katılımıyla ulaştırma alanında üçlü bir görüşme gerçekleştirildi. Görüşmelerde özellikle demir yolu bağlantılarının güçlendirilmesi, sınır geçişlerinde yaşanan prosedürlerin kolaylaştırılması ve bölgesel ticaretin canlandırılması üzerinde duruldu.
Suriye Ulaştırma Bakan Yardımcısı Kara Ulaştırmasından Sorumlu Muhammed Ömer Rahhal toplantıda yaptığı konuşmada, ulaştırmanın yalnızca bir geçiş aracı değil, aynı zamanda ekonomi ve istikrarın en önemli itici gücü olduğuna dikkat çekti.
RAHHAL: İSTİKRARIN ANA UNSURU ULAŞTIRMA
Rahhal, kara ve deniz sınır kapılarında uygulanan prosedürlerin tekleştirilmesinin önemine vurgu yaptı. Ayrıca üç ülkenin coğrafi konumlarının doğu-batı ve kuzey-güney yönlerinde doğal bir köprü oluşturduğunu belirtti. Bu avantajın ekonomik iş birlikleri açısından ciddi fırsatlar sunduğunu kaydeden Rahhal, özellikle Hicaz Demir Yolu ve Gaziantep-Halep hattının geliştirilmesinin öncelikli konular arasında yer aldığını ifade etti.
ÜÇ ÜLKENİN GÜÇLERİ BİRLEŞECEK
Rahhal konuşmasında Türkiye’nin sanayi altyapısı ve tecrübesi, Suriye’nin tarımsal üretimi ve insan kaynağı ile Ürdün’ün lojistik avantajlarının bir araya gelmesiyle güçlü bir bölgesel ekonomik yapı kurulabileceğini belirtti. Ayrıca Suriye’nin toparlanma sürecine verdikleri destek için Türkiye ve Ürdün’e teşekkür etti.
Suriye heyeti görüşmede öncelikli projelerini de açıkladı. Bunlar arasında sınır kapılarının yeniden açılması, demir yolu hatlarının modernizasyonu ve taşımacılık anlaşmalarının güncellenmesi bulunuyor.
Görüşmeye Suriye’den bakanlık yetkilileri, Ürdün’den Ulaştırma Bakanlığı Genel Sekreteri Faris Ebu Deiye ve Türkiye’den Dış İlişkiler Genel Müdürü Burak Eken, Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürü Murat Baştur ve TCDD Genel Müdürü Veysi Kurt katıldı.
HİCAZ DEMİR YOLU’NUN TARİHİ
Hicaz Demir Yolu, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in en önemli projelerinden biri olarak 1 Eylül 1900’de başlatıldı ve 1908’de tamamlandı. Şam’dan başlayıp Medine’ye kadar uzanan 1464 kilometrelik hat, hem hac yolculuğunu kolaylaştırmak hem de Osmanlı’nın askeri ve ekonomik gücünü artırmak amacıyla inşa edildi.
Projenin finansmanı büyük oranda Osmanlı toprakları ve farklı coğrafyalardaki Müslümanların bağışlarıyla karşılandı. İlk bağış 50 bin lira ile Sultan II. Abdülhamid’den geldi. Hat boyunca binlerce köprü, tünel ve istasyon yapıldı. Ancak Medine-Mekke arasındaki 450 kilometrelik bölüm, bedevi saldırıları ve siyasi sorunlar nedeniyle tamamlanamadı.
Hicaz Demir Yolu, Osmanlı döneminde hac yolculuklarını kolaylaştırmanın yanı sıra asker sevkiyatı ve ticaret için de stratejik önem taşıdı. II. Abdülhamid, Medine yakınındaki kısımlarda Hazreti Peygamber’in ruhaniyetine saygı için rayların altına keçe döşeterek tren gürültüsünü azaltma talimatı vermişti.
Bölgesel iş birliği kapsamında yapılacak yeni çalışmalarla bu tarihi hat, modern altyapı ve yeni bağlantılarla yeniden kullanılabilir hale getirilecek.
