Terör örgütü PKK, bu sabah 12. Kongresi’nin ardından yaptığı açıklamayla kendini feshettiğini ve silahlı mücadeleyi sonlandırdığını duyurdu. Ancak açıklamada yer verilen Lozan ve Sevr Antlaşmalarına yönelik eleştiriler ile “Kürtlere soykırım yapıldı” iddiası, kamuoyunda tepkiyle karşılandı.
Terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti’ni tarihsel sorumlulukla suçlayan ifadeler kullanması, özellikle siyaset arenasında sert eleştiriler aldı. Bu açıklamaya AK Parti cephesinden ilk tepki, Eski milletvekili ve AK Parti MKYK Üyesi Şamil Tayyar’dan geldi.
Tayyar: “Bu ifadeler tarihi çarpıtmadır”
Tepkisini sosyal medya hesabı üzerinden dile getiren Tayyar, bildirideki “soykırım” söyleminin kabul edilemez olduğunu belirtti. Fesih kararının yalnızca PKK ile sınırlı tutulmasına da dikkat çeken Tayyar, şu değerlendirmelerde bulundu:
“47 yıldır kan ve gözyaşından beslenen bir terör örgütünün varlığını sonlandırması, kuşkusuz tarihi bir kırılmadır, kıymetlidir.
Ancak bildiride yer alan soykırım ifadesi tarihi çarpıtmadır, kabul edilemez.
Ayrıca, kararın yalnızca KCK’nın Türkiye kolu olan PKK ile sınırlı tutulması da dikkat çekicidir.”
“Süreci Cumhurbaşkanımızın ferasetiyle okuyoruz”
Şamil Tayyar, sürecin dikkatle ve sağduyuyla yürütüldüğünü vurgulayarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a güvendiğini ifade etti:
“Cumhurbaşkanımızın bilgisi dahilinde açıklama yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in şu sözleri önemlidir:
‘Karar, Terörsüz Türkiye hedefi açısından önemli bir aşamadır. Ancak kararın, PKK’nın tüm şube ve uzantılarıyla illegal yapılarını kapsayacak şekilde somut olarak ve eksiksiz hayata geçirilmesi gerekir.’Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda hiçbir tartışma yoktur.”
Tayyar, açıklamasını “Terör örgütünün ne istediği değil, devletin ne yaptığı önemlidir” diyerek noktaladı.
Arka Plan: PKK bildirgesinde neler vardı?
PKK’nın 12. Kongre sonuç bildirgesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinde Lozan Antlaşması’nın Kürt halkını yok saydığı savunulurken, 1924 Anayasası da “asimilasyonun temel hukuki aracı” olarak nitelendirilmişti. Bildiride, bu gelişmelerin “Kürtlere yönelik sistematik bir soykırım zincirinin parçası olduğu” iddia edilmişti.
Bu ifadeler, hem siyasi partiler hem de kamuoyunda Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine karşı iftira ve provokasyon olarak yorumlandı.