Ankara’nın Polatlı ilçesinde bulunan lityum fabrikasında dün sabah saatlerinde meydana gelen azot gazı sızıntısı, iki işçinin yaşamına mal oldu. Polatlı Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan tesiste, azot borusundaki arızayı gidermek amacıyla gaz odasına giren 23 yaşındaki Abdülkadir Kaya ile 31 yaşındaki Berat Yıldız, yoğun gazdan etkilenerek hayatını kaybetti.
Olay, fabrika çalışanlarının mesai arkadaşlarının uzun süre çıkmamasını fark etmesi üzerine ortaya çıktı. Kurtarmaya giden üç işçi de gazdan etkilendi. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda sağlık, polis ve itfaiye ekibi sevk edildi.
Gazdan etkilenen toplam beş işçiden, ilk müdahalelerin ardından Polatlı Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Kaya ve Yıldız tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Diğer üç işçinin ise tedavilerinin ardından sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.
Gözyaşlarıyla Uğurlandılar
Hayatını kaybeden işçilerden Abdülkadir Kaya’nın, geçen yıl babasını kaybettiği ve annesi ile dört kardeşine baktığı öğrenildi. Bekar olan Kaya ile evli ve iki çocuk babası olan Berat Yıldız için Polatlı Yeni Mahalle Camisi’nde cenaze töreni düzenlendi. Öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından iki işçi Polatlı Mezarlığı’na defnedildi.
Olayla ilgili savcılık soruşturması sürerken, fabrikanın azot güvenlik sistemleri ve iş sağlığı prosedürleri mercek altına alındı.
İçlerinde bir Kadir sağlamdı
Abdülkadir Kaya'nın kuzeni Abbas Yazıcı, şöyle konuştu:
"Dört tane kardeşi var. Dördü de konuşamıyor. İçlerinde sadece Kadir sağlamdı. Geçen sene babasını kaybetti. Babası evin çatısından düştü. Bu sene de Kadir'i kaybettik. Kadir babasının ölümünden sonra 4 kardeşine ve annesine baba oldu. O babasının yarım bıraktığı evi tamir etmek için gündüz bu fabrikada akşam da bir nargile kafede çalışıyordu. Çocuk gece gündüz çalışıyordu. Pırlanta gibi bir çocuktu."
"Bu işin peşini bırakmayacağız"
Dün fabrika müdürünün taziyeye geldiğini söyleyen Abbas Yazıcı, şunları kaydetti:
"Kendisine birtakım sorular sordum. Sensör olup olmadığını sordum. 'Şu an o sensörü takmayan arkadaşlarımız içeride' dediler, 'tutuklandılar' dediler. 'Peki, neden havayı çekecek bir süzgeç yok' dedim. 'Onu da araştırıyoruz’ dedi. Biz cenazemizi defnedelim. Biz sonuna kadar bunun peşini bırakmayacağız, kesinlikle bırakmayacağız. Böyle gariban bir aile olması bizi üzdü tabii. Acımız büyük. Çocuk beyaz eşyasını almıştı. Oturma grubunu almıştı. Annesine bakıyor, 4 tane ahraz kardeşiyle uğraşıyor; onların çocuklarına bakıyor, dul kız kardeşine bakıyordu. Sonuna kadar biz varız ama Kadir kadar anneye destek olamayız. O annenin acısını biz ne kadar dindirebiliriz."