Prof. Dr. Arıcan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün, milletin iradesine yapılan bu saldırının unutulmaması ve benzer girişimlerin tekrarını önlemek amacıyla kutlandığını söyledi. “Bu günün anlamı, geçmişten ders çıkararak darbe bilincini diri tutmak ve demokrasimizi güçlendirmektir,” dedi.

1960'TAN GÜNÜMÜZE DARBE ZİNCİRİ

Türkiye’de darbelerin sadece 15 Temmuz ile sınırlı olmadığını belirten Arıcan, sürecin 1960 askeri darbesiyle başladığını ve yaklaşık her on yılda bir tekrarlandığını belirtti. “1960’ta rahmetli Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan inandırıcı olmayan gerekçelerle idam edildi. Ardından 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat postmodern darbesi ve 27 Nisan e-muhtırası gibi birçok askeri müdahaleye şahit olduk,” ifadelerini kullandı.

"DARBELER TOPLUMUN ZİHNİNİ DE HEDEF ALDI"

Arıcan, darbe dönemlerinin sadece siyasi yapıya değil, toplumsal dokuyu da ciddi şekilde sarstığını belirterek, “Darbeler sadece iktidarı değil, toplumun zihnini de hedef almıştır. Özellikle genç nesiller bu süreçlerde ciddi şekilde zarar görmüş, sağ-sol çatışmalarıyla oyalanarak toplumsal üretimden koparılmıştır,” dedi. 15 Temmuz’un da bu anlamda yeni bir kırılma noktası olduğunu söyleyen Arıcan, yaşananların sıradan bir kalkışma değil, bilinçli bir toplumsal yozlaştırma projesi olduğunu vurguladı.

"FETÖ İNSANLARI MANKURTLAŞTIRDI"

Arıcan, 15 Temmuz’un arkasındaki yapılanma olan FETÖ’nün, toplumun en stratejik kurumlarına sızarak bireyleri kimliklerinden kopardığını belirtti. Bu noktada Cengiz Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” adlı eserindeki “mankurt” kavramını hatırlatan Arıcan, “FETÖ, Türk milletinin evlatlarını kendi kimliğinden uzaklaştırarak bir tür köle zihniyetine sürükledi. Bu insanlar bayrağına, vatanına, devletine yabancılaştı. Ve sonuçta kendi halkına silah doğrultabilecek hale geldiler,” şeklinde konuştu.

"DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMAK TARİHİ BİR SORUMLULUKTUR"

15 Temmuz’un, diğer darbe süreçlerinden farklı olarak doğrudan TBMM’nin bombalanması, sivillere ateş açılması ve devlet kurumlarının ele geçirilmeye çalışılması gibi çok daha ağır bir tabloyu ortaya koyduğuna işaret eden Prof. Dr. Arıcan, sözlerini şu çağrıyla tamamladı:

“Bu milletin bir daha benzer bir ihaneti yaşamaması için 15 Temmuz’un unutulmaması ve unutturulmaması gerekmektedir. Bu, yalnızca geçmişe bir sadakat değil, aynı zamanda geleceğe karşı bir sorumluluktur.”

Mardin sıcağı terliği bile küçülttü! Görenler gözlerine inanamadı
Mardin sıcağı terliği bile küçülttü! Görenler gözlerine inanamadı
İçeriği Görüntüle

Kaynak: Hacer Koca