İnsan Sağlığı ve Sürdürülebilir Kalkınma
İsa Gök, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada insan sağlığının çok büyük önem taşıdığını ifade etti. Sağlıklı gıdanın, insan yaşamının kesiştiği tüm yolların odak noktası olduğunu ve bunun abartılı bir iddia olmadığını belirtti. Ayrıca, sürdürülebilir sağlık kavramının sağlıklı gelecek nesilleri ve uzun vadeli sağlığı da kapsadığını altını çizdi.
ABD Başkanı Trump’ın Mısır Şurubu Açıklaması
Genel Başkan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr.’ın mısır şurubunun sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin endişelerini dile getirmesi üzerine, Coca-Cola üretiminde kırk yıldır kullanılan mısır şurubunun yerine doğal şeker kamışı veya pancar şekerinin tercih edileceğini açıklamasını doğru ancak yıllardır gecikmiş bir itiraf olarak değerlendirdi.
Bu itirafın, uluslararası organizasyonların ve küresel güçlerin Türkiye’de Türk Şeker Sektörüne yönelik yaptığı dezenformasyona cevap niteliği taşıdığını ifade etti.
Türkiye’de Sendikacılıkta Yeni Bir Dönem
İsa Gök, bu konunun Türkiye’de ücret sendikacılığının dışına çıkarak insan ve toplum sağlığını ön planda tutan bir yaklaşımın en güzel örneği olduğunu belirtti. Şeker-İş Sendikası’nın yıllardır verdiği mücadelenin geç de olsa haklılığının ortaya çıkmasının, “haklının hakkının teslim edilmesi” açısından anlamlı olduğunu vurguladı.
Yaklaşık 2000’li yılların başından beri nişasta bazlı şekerler, mısır şurubu ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların insan ve toplum sağlığı ile Türk ekonomisine zarar vereceğini dile getirdiklerini, projeler geliştirdiklerini ve zorluklara rağmen kamuoyunun dikkatini çekmeye çalıştıklarını belirtti. Bu çabaların sonunda topluma doğru mesajı ulaştırmayı başardıklarını ifade etti.
Nişasta Bazlı Şekerlerin ve YYT’nin Tehdidi
Genel Başkan, tüm uyarılara rağmen pancar şekeri sanayini ve şeker pancarı tarımını baltalayan nişasta bazlı şeker üretimi ile yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ithalatının kontrolsüz şekilde devam ettiğini ve bu durumun pancar şekerinin varlığını tehdit edecek boyutlara ulaştığını söyledi. Ortaya konulan verilerin iç açıcı olmadığını ve tezlerini doğruladığını altını çizdi.
Bu meselenin sadece sağlıkla sınırlı olmadığını, aynı zamanda kolektif ahlaki bir konu olduğunu, bedelinin ise gelecek kuşaklar tarafından ödeneceğini ifade etti.
İsa Gök, Türkiye’de nişasta bazlı şeker (NBŞ) kotalarının dışında, mısır şurubu ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcı miktarının tam olarak bilinmemesinin sağlığımız adına endişe verici olduğunu belirtti. Ayrıca, YYT ithalatında gümrük vergisi oranlarının artırılmamasının, bu ürünlerin yaygın ve denetimsiz kullanımına yol açtığını söyledi.
Denetimlerde yaşanan zafiyetlerin piyasada sağlıksız ürünlerin dolaşımına izin verdiğini vurguladı. Tarım Bakanlığı’nın denetim çalışmalarını takdir etmekle birlikte, yıllık denetim sayısının artırılması ve YYT giriş miktarlarının kamuoyuna açıklanması gerektiğini altını çizdi.
Son olarak İsa Gök, geçmiş tecrübeler ışığında sağlığı ön planda tutan her türlü çalışmanın, Türkiye gıda sektöründe kanunlar aracılığıyla geniş kitlelere ulaştırılarak hayata geçirilmesini temenni etti.
