CHP’nin geçen yıl kasım ayında gerçekleştirdiği 38. Olağan Kurultayı hakkında açılan iptal davasında mahkemenin karar ertelemesi, kulislerde sürpriz karşılanmadı. AK Parti içerisinde bu davanın Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) onayladığı bir sürecin mahkemeye taşınmasının ciddi hukuki sonuçlar doğurabileceği düşünülüyor.
Nuray Babacan’ın aktardığına göre AK Parti içindeki hukukçular, bu durumun ileride kendi partileri için de bir tehdit oluşturabileceğini ifade ediyor. Bu nedenle bazı partililer, şu değerlendirmeleri yapıyor:
“Mutlak butlan, siyasi partiler için bir dinamittir. Kimin elinde patlayacağı belli olmaz. Dernekler için uygulanabilir ama siyasi partiler için yanlış bir yoldur. Bu yaklaşım, tüm seçim süreçlerini mahkeme denetimine açmak demektir.”
EKONOMİ YÖNETİMİ DE SÜRECİ YAKINDAN İZLİYOR
AK Parti’de yalnızca hukuki değil, ekonomik kaygılar da ön planda. CHP kurultayıyla ilgili kararın ertelenmesinin bile borsada olumlu etki yarattığı belirtiliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekonomi kurmaylarının, olumsuz bir kararın ekonomide yeni bir kriz dalgası yaratabileceği konusunda uyarılarda bulunduğu iddia ediliyor. Parti içindeki değerlendirmelere göre, “Ekonomi böyle bir yükü daha kaldıramaz.”
AK PARTİLİ İSİMLER SESSİZ Mİ?
Nuray Babacan’ın yazısında dikkat çektiği bir başka nokta ise, parti içinde hukuka dair sağduyulu görüşler olmasına rağmen, bu isimlerin kamuoyuna açık biçimde konuşamaması. Bunun nedeni olarak, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı örnek gösteriliyor. Yazıcı, İmamoğlu davasında hukukun sınırlarının aşılmaması gerektiğini söyledikten sonra, 24 saat içinde açıklamasını düzeltmek zorunda kaldı.
Benzer şekilde, AK Parti’nin YSK Temsilcisi Recep Özel de CHP davasında yetkinin YSK’da olduğunu vurgulayan açıklamaları sonrası parti yönetiminden tepki aldı. Babacan’ın aktardığına göre, bu gelişmeler sonrasında birçok partili sadece şunu söylüyor: “Aman susun…”
KULİSLERDE ÇARPICI SÖZ
Haberde en dikkat çeken iddia ise AK Parti'nin üst düzey bir yöneticisine ait. İsmi açıklanmayan bu yöneticinin, İmamoğlu’nun tutuklanması ve İBB’ye kayyum atanması sürecinde yürütülen ikna görüşmeleri sırasında çevresine şu sözleri söylediği ileri sürüldü:
“Bu saatten sonra İmamoğlu cezaevinden çıkarsa aleyhimize olur, biteriz…”