“Medya Kültür Sanat ve Turizm Buluşmaları”nın İkinci Durağı Siirt Oldu
Gazeteciler, Siirt’in Tarihi Değerleriyle Buluşturuldu
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen “6. Medya, Kültür Sanat ve Turizm Buluşmaları” etkinliğinin ikinci ayağı, 30 Haziran’da başlayan program kapsamında Siirt'te gerçekleştirildi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen gazeteciler, şehrin köklü tarihini ve kültürel zenginliklerini yerinde görme fırsatı buldu.
Program kapsamında gazeteciler, Siirt’in Aydınlar (Tillo) ilçesinde yer alan İsmail Fakirullah Türbesi ve bu yapıya özgü güneş ışığı mekanizmasını ziyaret etti. Etkinlik boyunca bölgenin inanç turizmi potansiyeli ile mimari mirası ön plana çıkarıldı.
Tarihin ve Astronominin Buluştuğu Nokta: İsmail Fakirullah Türbesi
İsmail Fakirullah Türbesi, yalnızca bir türbe yapısı değil; aynı zamanda 18. yüzyıldan kalma bir astronomi ve mimarlık şaheseri olarak değerlendiriliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, türbenin taşıdığı anlam şu sözlerle aktarıldı:
“Siirt İli’nin Aydınlar (Tillo) İlçesi sınırları içerisinde yer alan İsmail Fakirullah Türbesi ve ışık mekanizması, tasavvufi inanışı yansıtması bakımından hem insanlık tarihi hem de yerel inançlar açısından mimari değeri yüksek bir yapıdır. Türbe, İsmail Fakirullah’ın ölümünden sonra öğrencisi İbrahim Hakkı Hazretleri tarafından 18. yüzyılda inşa edilmiştir.”
İbrahim Hakkı’nın, hocası İsmail Fakirullah’ın vefatından sonra söylediği “Hocamın başucuna doğmayan güneşi neyleyim?” sözüyle yola çıktığı ve inşa ettiği yapı, astronomiyle mimarinin birleştiği nadir eserler arasında yer alıyor.
Ekinoks Günlerinde Gerçekleşen Işık Mucizesi
İbrahim Hakkı Hazretleri, türbenin yanı başına 8 köşeli ve 10 metre yüksekliğinde bir kule inşa etmiş; doğu yönüne ise harçsız taşlarla bir duvar yapmıştır. Yapının en dikkat çeken özelliği ise ekinoks günlerinde (21 Mart ve 23 Eylül) ortaya çıkıyor.
Yetkililerin verdiği bilgiye göre, bu özel günlerde kalenin arkasındaki vadiden doğan güneş, duvardaki küçük pencereden geçerek ileri noktadaki bir tepeye çarpmakta ve kırılarak İsmail Fakirullah Hazretleri’nin mezarının başını aydınlatmaktadır. Bu eşsiz mekanizma, sadece astronomik hassasiyetle değil, aynı zamanda tasavvufi bir anlam taşıyan mimari bir mühendislik harikası olarak kabul ediliyor.
