Ümit Özdağ, 19 Ocak’ta Antalya’da düzenlenen Zafer Partisi İl Başkanları İstişare Toplantısı sırasında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle yargı sürecine dahil edildi. Konuşmasında, “Erdoğan’ın ve AKP’nin Türk milletine verdiği zarar, son bin yıldaki hiçbir Haçlı Seferi’yle kıyaslanamaz” diyen Özdağ, bu sözlerin ardından 20 Ocak’ta Ankara’da gözaltına alındı.

Ardından İstanbul’a sevk edilen Özdağ, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçlamasıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Ümit Özdağ hakkında birden fazla dava açıldı. Bunlardan biri, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasını kapsıyordu ve bu dosya 17 Şubat'ta ayrılarak 29 Nisan’da İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi'ne taşındı.

Ancak Özdağ’ın tutukluluğunu devam ettiren esas dava, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” suçlamasına dayanıyordu. Bu kapsamda ikinci duruşma 17 Haziran’da Silivri’deki duruşma salonunda yapıldı.

Duruşma, yalnızca hukuki değil siyasi olarak da yakından takip edildi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, Zafer Partisi Genel Başkan Vekili Ali Şehirlioğlu, bazı İYİ Parti milletvekilleri ve Türkiye Barolar Birliği ile Ankara Barosu başkanları da salondaydı.

Özdağ, duruşma salonuna jandarma eşliğinde alkışlarla girerken, mahkeme başlamadan önce hep birlikte İstiklal Marşı okunması, salondaki havayı tamamen değiştirdi.

"BU BELGEDE BANA AİT BİR PAYLAŞIM YOK"

Duruşmada söz alan Ümit Özdağ, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti ve dosyada yer alan belgelerin hukuki geçerliliğinin olmadığını öne sürdü. Özdağ, Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlandığı belirtilen bir raporun imzasız ve mühürsüz olduğunu, raporda ise kendisine ait bir sosyal medya paylaşımı bulunmadığını belirtti:

“Bu belgede bana ait bir paylaşım yok. Eski Zafer Partisi üyeleriyle ilişkilendirilen X paylaşımlarından suç çıkartılıyor. Eğer bu suç sayılıyorsa, herkesin lideri her suçtan sorumlu olurdu.”

Savunmasında özellikle takipsizlik kararı verilmiş içeriklerin dosyaya dahil edilmesini eleştiren Özdağ, yargılamaya karşı tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:

“Engizisyon Mahkemeleri bile bunu başaramazdı, ama savcı başarmış. Bir hukuk insanı bu iddianameyi nasıl yazar? Bu belgeyle beni hapse yollayacaksanız, yollayın. Ama bütün Türkiye’yi mi tutuklayacaksınız?”

148 GÜNÜN ARDINDAN TAHLİYE KARARI

Yaklaşık bir saatlik aranın ardından mahkeme heyeti, Ümit Özdağ hakkında 2 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Ancak 148 gündür tutuklu bulunması ve yargılamanın geldiği aşama göz önünde bulundurularak, tahliyesine karar verildi. Karar, salonda bulunanlar tarafından alkışlarla karşılandı.

Özdağ, 11 Haziran’da görülen ilk duruşmada da dikkat çeken bir savunma gerçekleştirmişti. Yaklaşık iki buçuk saat süren ve 51 sayfayı bulan savunmasında, dosyada suç unsuru bulunmadığını dile getirmişti. Savcılık ise tutukluluğun devamını istemişti. Dışarıda toplanan kalabalık, “Hükümet istifa”, “Ümit Özdağ yalnız değildir”, “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” sloganları atarak destek göstermişti.

Kaynak: Haber Merkezi