Geçtiğimiz günlerde Moskova’da düzenlenen sevk töreninde konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan şunları söyledi:
"Türkiye’nin ulusal enerji stratejisi, 2053 yılına kadar karbon nötrlüğüne ulaşma taahhüdüyle sürdürülebilir kalkınma ve enerji güvenliği üzerine kuruludur. 2050 yılına kadar Küçük Modüler Reaktörler (SMR) gibi yenilikçi teknolojileri de içeren en az 20 gigavatlık nükleer kapasiteyi devreye almayı hedefliyoruz. Akkuyu NGS, Türkiye’nin barışçıl nükleer gelişiminde bir dönüm noktasıdır.
Bugün, 4. Güç Ünitesi’nin reaktör kabının sahaya teslim edilmesi, iki ülkenin projeyi uygulama konusundaki ortak kararlılığının güçlü bir göstergesidir. 1. Güç Ünitesi’nden ilk enerjiyi 2026 yılı içerisinde üretmeyi hedefliyoruz. 2028 yılı sonuna kadar tüm üniteler tam kapasiteyle faaliyete geçecek. Akkuyu NGS ile elektrik üretimimizin yüzde 10’unu karşılayacak ve yılda 35 milyon ton karbon emisyonunu azaltacağız.”**
ANTON DEDUSENKO: “REAKTÖRÜN KALBİ VARSA, GAZ YALITIMLI ANAHTARLAMA TERTİBATI SİNİR SİSTEMİDİR”
Forum kapsamında bir grup gazeteciye konuşan Akkuyu Nükleer AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Anton Dedusenko ise şunları söyledi:
“Birinci güç ünitesinde devreye alma çalışmalarının tamamlanmasına odaklanılmış durumda. Bu, ünitenin tüm sistemlerinin kapsamlı kontrol işlemlerinden geçtiği, devreye alma öncesi hazırlık aşamasıdır. Güç ünitesindeki temel inşaat çalışmaları tamamlandı. Akkuyu NGS’nin tüm güç ünitelerinin binalarına teknik su sağlamak için kullanılacak deniz ve kıyı hidroteknik tesisleri kompleksinin inşaatı tamamlanmak üzere. NGS’de üretilen elektriği şebekeye iletecek olan ‘Gaz Yalıtımlı Anahtarlama Tertibatı’ binasında, akım yolları ve ilgili ekipmanların montajı yoğun bir şekilde devam ediyor. 2025 yılının sonuna kadar anahtarlama tertibatı ekipmanının montajını tamamlamayı planlıyoruz. Bu, NGS’nin kilit bileşenlerinden biri ve reaktörün amacı bakımından insan kalbiyle karşılaştırılabilirse, ‘Gaz Yalıtımlı Anahtarlama Tertibatı’ üretilen elektriği çeşitli tüketicilere, başta Türkiye Cumhuriyeti enerji şebekesine dağıtmaktan sorumlu olan sinir sistemine benzetilebilir.”
“YERLİLEŞME HACMİ 11 MİLYAR DOLARA ÇIKTI”
Dedusenko sözlerine şöyle devam etti:
“Bu süreçte, onlarca faal güç ünitesini işletmeye alma tecrübesine sahip olan Rosatom’un tüm deneyimi kullanılıyor. Bugün, Akkuyu NGS sahasındaki 1. Güç Ünitesi’nin devreye alma çalışmalarında, tam da bu tecrübeye sahip uzmanlar görev alıyor. Ve özellikle değerli olan, bu süreçte, Rus meslektaşlarından deneyim kazanarak istasyonun işletilmesine en başından itibaren katılacak olan Türk genç uzmanların da tam olarak yer almasıdır.
Proje de Türk tedarikçilerin katılımına özel önem veriyoruz. Projenin başlangıcında hesaplanan yerlileştirme hacmi tahmini 4 milyar dolar olarak öngörülmüştü, bugün gelinen noktada 11 milyar dolara ulaşmış durumda.”**
“AKKUYU İLE 420 MİLYAR METREKÜP DOĞALGAZ İTHALATINDAN TASARRUF EDİLECEK”
Dedusenko ayrıca şunları söyledi:
“Akkuyu NGS’nin işletilmesi sayesinde Türkiye, santralin tüm yaşam döngüsü boyunca toplam 420 milyar metreküp doğalgaz ithalatından tasarruf edebilecek. Ayrıca nükleer güç santrali, güç ile arazi kullanım oranı dikkate alındığında son derece yüksek verimliliğe sahip bir elektrik üretim kaynağıdır. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Türkiye’deki tüm rüzgâr santralleri bugün günde yaklaşık 230 gigavat-saat elektrik üretiyor. Akkuyu NGS ise günde neredeyse 100 gigavat-saat elektrik üretecek. Yani Akkuyu NGS gibi dört üniteden oluşan iki santral, Türkiye’nin tüm rüzgâr enerjisi sektörünün üretimine yakın bir miktarı, çok daha küçük alanlarda sağlayabilecektir.”