Türkiye modernleşme yolunda ilerlerken, bu sürece damgasını vuran ünlü mimar Giulio Mongeri'nin Ankara'da inşa ettiği dört tarihi yapı, hem mimari miras olması yönüyle hem de kent kimliği açısından dikkatleri üzerine çekiyor. Osmanlı’nın son yıllarından Cumhuriyet'in ilk dönemine uzanan süreçte çalışan Mongeri, şehirdeki devlet kurumlarının simge yapılarında imzası bulunan mimar olmasıyla biliniyor. İşte, Mongeri'nin imzasını taşıyan o eserler...
ZİRAAT BANKASI BİNASI
1920'li yıllarda inşa edilen Ziraat Bankası Genel Müdürlük Binası, Mongeri'nin Ankara'daki en gösterişli eserlerinden biri olarak biliniyor. Neoklasik ve ulusal mimari çizgilerini harmanlayan yapı, görkemli cephesi, geniş kemerli açıklıkları ve simetrik düzeniyle görenleri adeta büyülüyor. Ankara'nın yeni kurulan Cumhuriyet dönemindeki ekonomik yapılanmasının da bir simgesi olma özelliğini taşıyan bina, yıllardır şehrin en çok fotoğraflanan tarihi yapıları arasında yer alıyor.
İŞ BANKASI BİNASI
Türkiye İş Bankası için tasarlanan İş Bankası Ulus Binası, dönemin modernleşme anlayışını yansıtan sade ama büyüleyici bir mimari bakış açısı ile inşa edildi. Taş kaplaması, güçlü kolon etkisi ve dengeli formuyla yapı, Mongeri'nin karakteristik üslubunu yansıtırken aynı zamanda genç Cumhuriyet'in ekonomik anlayışını yansıtıyor. Uzun yıllar merkez bina olarak hizmet veren eser bugün ise müze olarak kent dokusunun önemli parçalarından biri olmayı sürdürüyor.
TEKEL GENEL MÜDÜRLÜK BİNASI
Cumhuriyet'in devletçilik politikalarının önemli kurumlarından olan Tekel için tasarlanan Tekel Genel Müdürlük Binası, Mongeri'nin Ankara'da yaptığı en fonksiyonel yapılardan biri olarak göz alıyor. Dış cephesindeki taş işçiliği, geniş pencere düzeni ve sağlam kitlesel görünüşü, yapıyı hem estetik hem de kurumsal bir simge konumuna taşıyor. Tekel'in yıllarca yönetim merkezi olarak kullanılan bina, bugün hâlâ başkentin bürokratik hafızasında özel bir yere sahip.
OSMANLI BANKASI BİNASI
Mongeri'nin Ankara'daki en erken yapılarından biri olan Osmanlı Bankası Binası, Osmanlı'nın son dönemindeki banka mimarisinin Cumhuriyet'in başkentiyle buluştuğu nadir örneklerden biri olma özelliğini taşıyor. Kesme taş cephesi, zarif süslemeleri ve Avrupa etkilerinin hissedildiği mimari diliyle bina, iki farklı dönem arasında adeta bir köprü niteliği taşıyor. Bugün bulunduğu konum itibarıyla kent merkezinin en prestijli tarihi yapılarından biri.
MONGERI'NİN BAŞKENTTEKİ ETKİSİ BÜYÜK
Giulio Mongeri, Ankara'nın erken Cumhuriyet dönemindeki kurumsal yapılarının önemli bir bölümüne yön veren mimar olarak, şehre sadece binalar değil, bir dönemin ruhunu da bıraktı. İmzasını taşıyan bu dört mimari; finans, ekonomi, endüstri ve devlet kurumlarının şekillendiği ilk yılların en güçlü tanıkları olarak hâlâ ayakta kalmayı sürdürüyor.
