Prof. Dr. Baş: “Şiir, medeniyetimizin en üst söylemidir”
ASBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Münire Kevser Baş, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, insanlığı etkileyen yeni bir çağın eşiğinde olduğumuzu belirterek, şiirin yalnızca lirik bir form olmadığını, aynı zamanda düşünce dünyasına yön veren bir anlatım biçimi olduğunu vurguladı.
Baş, Attilâ İlhan’ın yalnızca Fransız şiirinden değil, Osmanlı şiir geleneğinden de beslendiğini hatırlatarak, şiirin estetik bir mesele olmanın ötesinde, insanlığa şifa verebilecek güçlü bir söylem olduğunu dile getirdi. “Yeni yöntemleri şiirsel dille inşa edebiliriz,” diyen Baş, sempozyuma katılan herkese teşekkür etti.
Prof. Dr. Çelik: “İyi şairler tesadüfen çıkmaz”
Sempozyumda söz alan bir diğer isim Prof. Dr. Yakup Çelik ise, Attilâ İlhan’ın çocukluk yıllarında merak duygusunun yüksek olduğunu, kültürel açıdan zengin bir ev ortamında büyüdüğünü anlattı. Çelik, İlhan’ın ilk eserlerinde öne çıkan halk diliyle yazılmış toplumsal söylemlerin dikkat çekici olduğunu belirtti.
1950’li yıllara kadar toplumsal gerçekçi şiir anlayışının hakim olduğunu ifade eden Çelik, Attilâ İlhan’ın “Duvar” adlı şiir kitabında bu dönemin izlerinin açıkça görüldüğünü söyledi. Fransız ve Alman kültürlerinin farklı yapılar taşıdığını belirten Çelik, Türk şiirinin kendi özgün formunu oluşturması gerektiğine inanan Attilâ İlhan’ın bu nedenle sinemaya da yöneldiğini ve sinemanın şiirlerine yansıdığını vurguladı.
Attilâ İlhan’ın edebi mirası genç kuşaklara aktarıldı
Doğumunun 100. yılında anılan Attilâ İlhan, Türk edebiyatına kazandırdığı eserler, düşünsel derinliği ve çok yönlü kişiliğiyle sempozyum boyunca farklı yönleriyle ele alındı. Katılımcılar, İlhan’ın şiirleri ve fikir dünyasına dair akademik sunumları ilgiyle takip etti.
